Vah! Vah! Deyip saç baş yolduracak durumdaydı geçen günkü sokak röportajı.
Resmi verilere göre Reyhanlı'da elli bir kişi hayatını kaybetti.
Sokaktaki vatandaşın Reyhanlı deyince aklınıza ne geliyor sorusuna verdikleri cevaplar:
"Kadın adı mıydı?
Adana'nın ilçesi değil mi?
Duyduğum olay, belirli sayıda Türk askeri öldürüldüğü.
Kasaba olabilir. İlçe mi?
Van gibi bir yer mi?
Suriye ile sınır kapısı.
Aklıma hiçbir şey gelmiyor.
Antalya'dan geliyorum. Reyhanlı'yı bilmiyorum.
Sınır kapısı.
Buranın yabancısıyım.
Milletimiz, halkımız iyidir Allah razı olsun. Bir vukuat yok.
Haber izlemiyorum."
İçlerinden biri "hani o bombaların patladığı yer" diyor neyse ki.
Yanıt verenlerin hemen hemen hepsi genç nüfustan. Atamızın cumhuriyeti emanet ettiği gençlik bu mu diye düşünüp de içi cız etmeden yapamıyor insan. İnşallah ilgi çekmek için yapılan kurgu bir röportajdır bu diyeceğiniz geliyor seyredince.
Milletin bir kısmı kör ve sağır, bir kısmı umursamaz vaziyette. Belirli bir kısım çırpınıp duruyor. Sorsanız sokaktaki hanıma Kuzey Güney'in son bölümünü; giyilen kıyafetlere kadar ezbere anlatır. Ya da beylerden birisine son maçı sorun; bülbül kesilir.
Artık ninniler böyle değişti işte.
Diziler ve maçlarla uyutulan ülkem.
Sen uyurken elindeki ampul ambalajlı kandil simidini hapur hupur yiyen bir kadın, "IMF ye borç bitti sen ne diyorsun" diye çemkiriyordu yüzüme.
Sorsan IMF nedir diye bilmez. Memleketin sayılamayacak derecede kalan satılmayan yerlerini say desen sayamaz.
İki deyim var…
Böyle başa böyle tarak
Böyle başa böyle traş
Hangisini hangi satırımda isterseniz alın kullanın değerli okurlarım.
Size bıraktım…
Sevgi ÜNAL |