Öyle bir Ramazan geçirdik ki; hiç unutamayacağım.
Yeryüzü iftar sofraları gördüm. Gazete kağıdı serilmiş caddelerde bir uçtan bir uca. TOMA başucunda.
Sohbetler dinledim iftar ve sahur önceleri. Konuları 'hamilenin sokakta ne işi var' olan. Pardon! Beyinin arabasıyla akşamüstü çıkabilirdi.
Büyük salonlardaki iftarlardan sonra nutuklar dinledim ardı ardına. Benim diye başlayıp onlar diye devam eden şikayetçi ağızdan.
Mısır'da, Suriye'de Ramazan demeyip Allahu Ekber diyerek artan kıyımlar gördüm.
Eskişehir'de kalleşçe dövülüp 38 gün ölümle pençeleşen Ali İhsan Korkmaz'ın hayatını kaybettiğini duydum.
Ekmek almaya çıkıp başından yaralanan Berkin'in sesini duymayı Ramazan boyu bekledim.
Çocuklarına bayramlık almaya çıkan babanın Suriye tarafından gelen kurşunla diğerleri gibi öldüğünü duydum.
Silivri'den müebbet üstüne müebbet işittim televizyondan. 49, 86,117 yıllar duydum.
Aşağı yukarı 15 cümle kurdum bu yazımda. Her biri içime kazınmış konularla ilgiliydi bu cümleler ama sonuncunun izini kimse silemez.
Bayrama iki kalaydı. Tüm iftarlarda boğazımıza dizilen lokmalar iyice tıkadı artık.
Şimdi söyleyin bana. Bu Ramazan unutulur mu?
|