Onlara o kadar çok borcumuz varken ve bu borcu sadece senede bir gün güzel sözler, çiçek, böcek resimleri ile adeta başımızdan savarken, hükümetin yaptığına bakarsak halk olarak yine de iyi kötü anlamlı bir şeyler yapıyoruz sanırım.
Bizim onlara millet olarak çok borcumuz olduğu gibi bu vatanın da çok borcu var. Henüz mesleğine başlayalı yirmi beş gün olmuş bir genç kızımıza örneğin. Ne çok insan yolladık kara topraklar altına. Boynumuz her zaman onlara karşı eğik olacaktır. Haklarını helal edeceklerini hiç sanmıyorum.
Hangisi helal eder ki zaten. Simit satanı mı? Zabıta arkada o önde koşanı mı? Yoksa amiyane tabirle merdiven altında ders vermeye çalışanı mı? Kötü şartlar yüzünden böbrek gibi önemli organlarını kaybedenleri mi?
Seneler önce okuduğum Çalıkuşu romanındaki satırlar beni çok etkilemişti. Şimdi yine o şartların olduğu yerlerde cefakâr ve fedakâr ruhlarıyla savaşan ne çok kişi var.
Farkındaysanız bir türlü "öğretmen" diyemiyorum. Hem utancımdan hem de mesleğe karşı içimde kalan ukdeden. Evet, çocukların çoğu hele kız çocuklarının çoğu öğretmen olmak ister ben de çok istedim ama kazandığım halde bazı nedenlerden başka tercih yaptım. Yalnız bu özlemimi üç çocuğuma ve arkadaşlarımın çocuklarına ders vererek dindirdim. Hatta öyle ki büyük oğlumun kursunda siz Türkçe öğretmeni mi tuttunuz diye sormuşlardı. Yani öğretmenlik özlemi biraz dinmiş biri olarak en çok utancımdan "öğretmen" diyemiyorum.
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen Hazreti Ali değil mi? Din konusunda attın mı mangalda kül bırakmayanlar bunu bilmiyorlar mı? Yahut da bir yerlerde okuyup kahrolduğum gibi o söz Arap harfleri için söylenmişti diye mi düşünüyorlar?
Nedir bu rezalet yahu? Eğer benim gibi düşünmeyen kahrolsun zihniyetiyle yapılan her zamanki inatlaşmalarsa karşında kimler olduğuna bu kez biraz daha dikkat edeceksin. Karşınızda o aşağıladığınız Geziciler, çapulcular, marjinaller yoktu dün.
ÖĞRETMEN vardı ÖĞRETMEN.
Senin gaz yağmurun, tomalarla sıktığın su, kırdığın kol, bacak ve kafalar onlara vız gelir. Onlar ne badireler atlatmış insanlar…
Hani o daha sümüklerin akarken okulda sana ana baba olan. Her sıkıntında yanında bulduğun. Her eza, cefaya iki kuruşa katlanan. Dağ, ova, bayır demeden giden. Vatanının çocukları için canını ortaya koyan. Senelerce görev almak için bekleyen. Ataması yapılınca anasına sarılıp hüngür hüngür sevinçten ağlayan kişiler onlar.
Sahi anasını da alıp gitsin mi?
***
ÖĞRETMENİM
isterdim ki otur sırça saraylarda
bir elin yağda bir elin balda
ders verme merdiven altlarında
kovalamasın seni zabıta
altın bileziğin varken kollarında
değerin senede bir gün olmasa
bir harfe kırk yıl köle olunuyorsa
nasıl tutar o zihniyet seni gaz yağmuruna
şikayetim var başöğretmenime
dün de bugün de
Sevgi ÜNAL
|