Maden işçiliği dünyanın en zor mesleği seçilmiştir. Bu seçim hakkaniyetle yapılmış bir seçimdir bence.
Düşünsenize sabah evden çıkarken mutlaka helalleşmek durumundasınız. Diyeceksiniz ki herkesin helalleşmesi gerekir zaten. Öyle tabii; hele büyük şehirlerde… Ama hangimiz bunu yaparız acaba sevdiklerimizle? Ben sayımızın çok olduğunu sanmıyorum.
Bir madenci ise bunu unutmaz. Gözü karısında, uyuyan çocuklarında kalır onun. Karısının boğazına her sabah bir düğüm oturur. Çare yoktur. Girecektir her gün o mezara. İnecektir derinlere. Karalara bulanmaya. Öğle yemeğini yiyecektir karısının hazırladığı sefer tasını o karalardan korumaya çalışarak. Kazma olacaktır saatlerce arkadaşı. Kulaklarının en hassas olduğu saatlerdir çalışma saatleri. Canı baretine emanet gibi görünse de bu ortamda onun kendine hayrı yoktur. Yukarıda, dışarılarda da onun gibi biri vardır. Kulakları ve yüreği isyanda olan. Kocasının yolunu gözlediği yetmiyormuş gibi belki gelecekte oğlunun yolunu da yerin dibinden gözlemek kaderi olan kadındır o. Madencinin oğlu madenci olmayacak diye direnen kalbine, oğlunu okutmak için her türlü fedakarlığı yapmaya yatkın aklına güvenmekle günlerini geçiren madenci karısıdır o.
Senede kaç kez maden ocaklarının artık girilemez kapısında bekler o kadınlar, o çocuklar çaresizliğin kucağında. Kaç yedi mevlidi, kaç kırk mevlidi okunur oralarda ardı ardına. Her korkunç patlama sesi kaç salaya gebedir aşağı yukarı bellidir. Kim kurtulabilir o göçüklerden.
Bazen göstermelik ziyaretlerde bulunur hükümet büyükleri. Sözüm ona madenciyi anlıyorlardır. Sofralarında oturur katıklarını paylaşırlar. En fazla bir saat sürer onların ziyareti. İçlerinden "inşallah bir şey olmaz ben içerideyken" dediklerine kalıbım gibi eminim. Hatta eşleri "aman ne var yerin dibine inecek şimdi; madencinin oyu da eksik olsun. Dikkatli ol kocacığım" diye sabah evden uğurlamıştır onları.
Madencinin işi zordur zor. O kadar ağır işçiliğin sanmayın karşılığı çok yüksektir. Şu anda 1800 lira olan maaşları eğer günlük 650 kg kişi başına kömür çıkarırlarsa 3 bin lirayı bulacakmış yeni ücret sistemiyle. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun zararını telafi etmekmiş amaç. Yani daha çok kömür kazı, daha çok kazan deniyor madenciye ki ben de sırtından geçineyim. Yoksa sen göçük altında mı kalırsın, mezarın neresi olur bana ne. İşine gelirse. O kadar işsiz var ki. Elimi sallasam işsize çarpar düşüncesi onlarınki. Yukarıda yazdığım ücretleri her madenci alamıyor yalnız. Asgari ücretle çalışan madenciler o kadar çok ki. Ortalama ücret 1500 lira.
Yurtdışına bakacak olursak madencilik mesleğine itibar edenlerin sayısı oldukça az. Maden işçisi ithal eder durumdalar. Bu da ücretlerin yüksekliğine sebep oluyor. Örneğin Avustralya'da bir maden işçisinin geliri yıllık 200 bin dolar (350 bin lira). Görüyorsunuz değil mi aradaki yüce dağlar kadar farkı. Kıyaslanacak gibi değil bizim ülkemizle. Utansınlar ilgililer diyeceğim ama utanacak yüzleri olmadığından diyemiyorum. Bu arada vaktiyle hani o Alamancı dediğimiz Almanya'ya gidenlerin yüksek bir yüzdesi maden ocaklarında çalışmıştır. Meslek hastalığı denen illet zamanla madencinin ciğerlerini inceden inceye ele geçirir. Yani anlatmakla bitmez bu çileli mesleğin o insanlardan aldıkları…
Ben buradan bir kez daha çalıştığı ortam kara ama gönülleri bembeyaz olan maden neferlerini saygı ile selamlıyorum.
|