Grip virüsü, hem astımımdan güç alarak hem de günlerdir ortanca oğlumda durmaktan sıkıldığından arsız ve hayâsızca ciğerlerimi istila etti. İki gün öncesinden otuz dokuzlarda seyreden inatçı ateş, yılbaşı indirimi yaparak o gece 38.3 de karar kılıp hayatımın en ateşli yılbaşı gecesini geçirtti bana. Aslında dua ettim o gece beni biraz unuttu diye. Hükümetin yaptığı zamlara mı yoksa alay edilecek maaşlardaki artışa mı daldı da beni unuttu bilmem. Yoksa gidip HSYK'nın sindirilme çalışmalarına mı katıldı? Zira karakterini anlayamadım. Hırsız mı, uğursuz mu? Virüs bu! Özenmiştir bazılarına. Belki de 2013ün, on üçün uğursuzluğunu teyit eden uğursuzluğuna, hırsızları da koynuna alarak gitmesine…
Zaten oldum olası sevmem yılbaşı gecelerini. Yirmi yaşıma kadar protesto etmek için o gece saat 19 dedim mi ben yatardım. Protest ruhum o zamanlarda kalma demek ki. Aslında şimdilerde yılbaşı gecesini protesto edecek kimler kimler var ama güçleri mi kalmış onların bunu yapacak?
İki senedir konteynırlarda sürünen Vanlılar… T.C vatandaşı onlar… Aynı kendilerine T.C kimliği verilen el üstü Suriyelileri gibi. Allah'tan bilinçli, engin yürekli 150 üniversite öğrencisi o gece konteynırlardaydı. Hediyeler, halaylar, ikramlar. En önemlisi sevgi, şevkat…
Yalnız değilsiniz mesajı. Hani o dudak uçuklatan bağışlar yapılan vakıfların yapamadığını yaptılar. Allah onlardan razı olsun. Bu arada hem muhalefet hem hükümet büyükleri yılın ilk bebeklerine çifter altın takmakla meşguldüler. Önemli işler bunlardı o gece yapılacak. Örneğin Gezi Parkı'nı kapatmak, Taksim'deki anıt çevresine kimseyi yaklaştırmamak gibi. Sıcak bir ev verilmediği için donarak ölen depremzedelerin iki bebeği kimsenin aklına bile gelmedi. Onların soğuktan donan eşekler kadar değeri yoktu değil mi? Oysaki bir çocuk ayakkabı kutusu yollansa bile onların sülalesine yeterdi.
Kendilerine "pasif muhalefet" veya "yandaş muhalefet" gibi tabirlerle sesleneceğim büyüklerimiz de Türkiye'nin İstanbul ve Nişantaşı'ndan ibaret olduklarını sandıklarından yarım saat süren havai fişek patlattılar patlata patlata. Elin petrol zengini Dubalisi 6 dakikada 400bin havai fişek patlatıp Guinness'e girdi ya. Bizimkiler de özendi işte. Bizse sadece sağlam bir muhalefete özeniyoruz. Denize düşüp ister istemez olmadık şeylere sarılmak istemiyoruz.
Bilmem, kendi derdine düşenler, saman altından yürüttükleri sulara bulananlar Çin'in Uygur Türklerine yaptığı insanlık dışı iğrençliklerin, katliamın farkındalar mı? N'olur onlara da bir TIR yollasanız? Onlar da insan… İnsanlık adına diyorum hani…
Bu yazımı çok çok zor yazdım. Kaç gündür Face'ye bile yazamamak beni kahretti. Hala hastalığım devam ediyor zira. Face arkadaşlarım ve siz okurlarıma 2014ün önce sağlık getirmesini yanına da mutluluk ve başarıyı, huzuru katarak dörtlü sarmalıyla sizi sarmasını diliyorum.
Son sözüm ise VİRÜS e… Yeter artık VİRÜS! Ben ve memleketim seni is-te-mi-yo-ruz.
VİRÜS İSTİFA!
|