Daha seçimin ertesi günü başladı tantana. Öyle ki şaibeli olan seçimler bile gölgesinde kaldı artık bu beklentinin. Herkes sonucun ne olacağını biliyor ama bir takım varsayımlar yine de yapılıp duruyor. Parti içi yapılan anketler de insanı müstehzi gülüşlere sürüklüyor ister istemez. Üzerinde konuşulan isim ise kararsız tavırlar içinde gibi görünse de sokaktaki çocuk bile onun gönlünde yatanın ne olduğunu biliyor. Çankaya ise bu sıralar bisiklet yarışı , yabancı devlet adamlarının atlı süvari birlikleri ile karşılanması gibi görülmemiş uğraşlarla veda zamanına yaklaşıyor.
Bu arada muhalefet için cumhurbaşkanlığına bir aday gösteremedi diye aşağılama politikası da yapılıyor. Ben muhalefete bu günlere gelmemizde katkıları olduğu için ne kadar kızsam da bu aday konusu için onlara laf söylenmesine üzülüyorum.
Muhalefet, körler sağırlar birbirini ağırlar durumları yaşamıyor diye mi suçlu oluyor? Yoksa al takke ver külah işlemleri yapmadığı için mi? Belki de sen bana hayran, ben sana kurban gibi tablolara alışkın olmadıklarından hala bir cumhurbaşkanı adayları yok.
Aslında muhalefette adaylar var tabii ki. Çıkın sokağa sorun bakalım. Muhalefet yanlısı olanlar kimleri cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor.
Benim tuttuğum nabza göre ilk sırayı İlker Başbuğ alıyor. Sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç. Meral Akşener, Emine Ülker Tarhan kadınlar cephesinden ama bizim halk kadınlara sıcak bakmadığından biraz zor. Gördünüz, belediye başkanı olan kadın tuttu bu kez babasından şiddet gördü.
Yerel seçimlerde Levent Kırca gibi şahsiyetlerin vatana karşı sorumluluk duygularının azlığı yüzünden olanları biliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yerel seçimlerdeki o tatsız sonuçlara bir daha sebep olmamak için muhalefetin cumhurbaşkanı adayı konusunda özverili davranması, bir ittifak içine girmesi şart.
Bu arada Başbakanın Cumhurbaşkanı olmasıyla AKP’nin ANAP gibi dağılacağını sananlara hiç katılmıyorum. Yerel seçimleri genel seçim havasına döndüren Başbakan, Cumhurbaşkanlığı makamında da alışılmamış bir tavır sergileyecektir.
Var mı yok mu diye bazen şüpheye düştüğümüz bu makamın fazlasıyla olduğunu gözümüze soka soka bir hal olacaktır mutlaka. Bir elinin de partinin üstünde olacağı zaten aşikar.
Tabii o makama gelirse demiyorum. Gidişat ortada. Zaten muhalefete karşı o alaycı söylemlerin de sebebi bu değil mi?
|