Anneler Günü deyince aklıma ilk olarak şehit anaları ve onların devamlı kor halinde yanan yürekleri gelir. Ne olanaksızlıklarla büyütüp askere gönderdiği oğlunun ölüm haberini almak… Ve buna dayanan yürekler… Bu nedenle tüm şehit analarının ellerinden teker teker öpüyorum. Onlar her yılın, her günün anneleri.
Ben de bir anneyim. Allah’ın bahşettiği bu şerefli makam için seviniyorum kadın olduğuma. Ama o kadar… Yoksa ülkemizde kadınlığın üzerine eklenen annelik sıfatı kadınların şartlar ne olursa olsun dönülmez kaderi olarak kabul ediliyor.
13-14 yaşında doğurmak zorunda bırakılanlar. Çocuğunun gözleri önünde dövülen, hatta gözleri önünde öldürülenler. Dayağı her gün aşağılayıcı söz olarak yiyenler. Erkeklere satılanlar.
Seçimde oyunu kocasının isteğine göre kullananlar. Kocasının istediği gibi giyinmek zoru
nda bırakılanlar. Çocuk doğurdu diye kariyerini harcayanlar. Kıskançlık yüzünden gün yüzü görmeyenler, bir çay bahçesine gitmeye hasret kalanlar. İlk fırsatta aldatılanlar. Bebesi sırtında tarla çapalayanlar. Oğlunu ekmek almaya gönderip gaz fişeği yüzünden aylarca hastanede başında bekleyip sonra kaybeden Berkin Elvan’ın annesi gibi, evladı milletvekili olduğu halde suçsuz yere hapiste tutulmasına dayanamayıp ölen Engin Alan’ın annesi gibi insanlar. Hepsi birer kadın, birer ana… Kadın davası, ana davası . Ana davası, kadın davası.
Anneler Günü öncesi ve o gün alışverişin doruk noktası olarak yıllardır kutlanıp duruyor.
Hediyelerle geçiştirilen bu günle 365 gün idare et diyoruz analarımıza. Sırası geliyor annelerimizin haklı olarak “sizin için saçımı süpürge ettim” demesine içerliyoruz da hala topluma mal olmuş diye sözlüklerde yer alabilen “kız dediğin ya erde ya yerde” , “kadının sırtında sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” gibi saçma sapan atasözleri okul çocuklarının beynine işlenip duruyor. O yetmiyor;küfürlerin en okkalısında anaların adı geçiyor. Böyle küfürler her yerde, her zaman çoğu insanın, çoluk çocuğun diline sakız olmuş gibi. Sanıyorum bu küfürleri edenler ya ne söylediklerinin farkında değiller. Ya da kendilerinin de anneleri olduğunu unutuyorlar
Anaların evlatları için canlarını hiç düşünmeden vereceğini anlamak için son günlerde haberlerde evlatlarını koruma uğruna kendilerini arabaların altına atan anneleri görmemiz yetmez mi? Eminim ki her şehit anası da oğlunu öldüren hain kurşunların önünde siper olmak isterdi.
Analık böyle ulvi bir makam işte.
Öyle söylenenler işine gelmeyip kafan kızınca “ananı da al git” denmeyecek kadar ulvi bir makam yani…
|