O bir çocuktu. Sokaktaydı. Bir takım kişilerin dediği gibi ekmek almaya gitmediğini düşünelim. Hatta başına poşu, eline misket verelim bir de sapan tabii ki. Onun çocuk olduğunun unutturur mu bunlar? Vurulmayı hak ediyor diyen zihniyet, Berkin’in adını ağzına almaktan kaçtı hep.
Aylarca yattı Berkin hastanede. Bir umutla beklendi kapılarda. Gitgide küçülen umutlar onun 14 kilo kalan vücuduna uyum sağladı sonunda. VE ÖLDÜ…
Anasının kara oğlanıydı o. Öpmeye kıyamadığı çocuğunu bir gaz fişeği aldı ondan. O yetmedi isyan etti diye hakaretlere maruz kaldı. Anaydı, yüreği yanan bir ana. Hiç olmazsa bunu yapanın bulunması, cezalanması gerekiyordu yüreğindeki yanan aleve bir damla olsun su serpilsin diye.
NE GEZER…
Bir çocuk gaz fişeğiyle vuruluyor üzerinden bir sene geçtiği halde dava açılmıyor… Olayın olduğu yerde keşif yapılması savcılık tarafından talep edilse de Sulh Ceza mahkemesi reddediyor.
Açıklama olarak keşfin masraflı ve zahmetli olacağı belirtiliyor. Tanık beyanlarının Cumhuriyet savcılığında alınacağı, keşif uygulamasında hukuki bir yarar bulunmayacağı, gereksiz yere keşif yapılarak devleti zarara sokmanın suç olabileceği gibi hususlar sıralanıyor. SAĞLIK OLSUN…
Olsun da; olamadı işte. Masraf demişken Berkin için 269 gün sigorta hastanesinde sağlık harcaması yapan devletin bir keşif masrafından kaçınmasını düşünmek hiç mantıklı gelmiyor insana. Elden gelen yapıldı olmadı. Bizden bu kadar mı denmek isteniyor? Ethem’in katili için verilen karar gibi bir adaletli bir karar bekliyoruz. Nasıl yapılacaksa artık. Keşifli, keşifsiz, masraflı, masrafsız, zahmetli, zahmetsiz. AMA HEMEN…
BİR ÇOCUK ÖLDÜRÜLDÜ. KATİL BULUNMALI.
İki cümle.
Anlaşılmayacak bir şey yok!
|