Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29913372
Bugün Ziyaretçi :  4368
Aktif Ziyaretçiler :  4368

BAYRAMLARI SEVEMEDİM GİTTİ
 
“Hadi kalk bayram sabahı uyunmaz “sözleriyle başlardı küçükken her bayramım. Kadınların meşhur bayram temizliği haftası annem için de geçerli olduğundan tüm haftanın yorgunluğu üstünde olan annemi kızdırmaya gelmezdi.
 
O zamanlar konfeksiyon diye bir sektör olmadığından annem kardeşimle benim bayram elbiselerimizi aylar öncesinden dikmeye başlardı. Elinde hangi kumaş varsa onu kullanırdı garibim. Kloş etekli elbiseler daha sonra sarkmasın diye duvara bir müddet asılırdı. Ben beğenmediğim bir elbiseyi hayatta giymek istemez daha dikilme aşamasında bunu belirtirdim. Çaresiz kadıncağız gelen gidene duvardaki yarı bitmiş elbiseyi gösterir “Allah aşkına şunun nesi var, gül gibi kumaş” diyerek sızlanırdı.
 
Bayrama birkaç gün kala annemlerin yatak odasından taşan konuşmalara şahit olurdum. “Ama olmaz ki hiçbir bayram çocuklara yeni ayakkabı alamıyoruz” sözleri geçen konuşmalardı bunlar. Annem nasıl oluyordu da babama böyle sesini yükseltiyordu hayret ediyordum. Zaten biraz sonra babamın gür sesi “kes artık!” kelimelerini öyle bir söylerdi ki çarptığı kapının sesini bastırırdı. Annemin içine bu konu hala dert olmuştur. Her bayram söyler. “Baban bayramlarda dedenlere para yolladığı için size yeni ayakkabı alamadım “diye.
 
Bayram sabahı el öpme seremonisiyle başlardı. Önce biz küçükler anneannemin, annemin, babamın ellerini öperdik. Sonra da annemle babam anneannemin. Daha sonra da annem babamın elini öperdi. İçim bir tuhaf olurdu. Bir türlü kabul edemezdim bunu. Küçücük isyankar yüreğin bugünkü hali o zamanlardan belliymiş meğerse. Büyüdükçe annemin el öpmesine engel olmaya çalıştım. Hala da devam eden bu davranışını annem “benim gibi olsaydınız şimdi böyle dul kalmazdınız” diye saçma bir gerekçeye bağlar durur.
 
Sülalenin en yaşlısı olan anneannemi ziyaret etmek isteyen akrabalarımız sabahın erken saatinden itibaren gelmeye başlarlardı. Tel kadayıf… Annemin bayram tatlısı. Hiç şaşmazdı. Her bayram, her bayram. O zamanlar tiksinip yemediğim bu tatlı şimdi şeker hastalığım yüzünden bir çimdik almaya hasret kaldığım tatlı oldu. Uzak illerden gelen akrabalar da olurdu. Soğuk kış bayramlarını hiç sevmezdim. Evin bir odasında yanan sobanın başında oturmak varken “onu getir Sevgi, bunu getir Sevgi” ünlemeleriyle Sibirya soğukluğundaki mutfağa gitmek zorunda kalmak gücüme giderdi. Bayramın son günü artık misafir akını azaldığından akraba ziyareti sırası annemle babama gelirdi. Ben hiç onlarla gitmek istemezdim. Kaç gündür zorla giydirilmiş bayramlığımla zaten gelen misafirlere rezil oldum bari başkaları görmesin diye düşünürdüm hep.
 
Bayramlar yıllar içinde böyle devrildi gitti. Ülkem ne bayramlar gördü. Bayram demek gencecik asılan oğlunun, terör kurbanı evladının mezarını ziyaret etmek oldu bazı analara. Bazıları da hiç uğramadı bile anasına babasına; ver elini tatil oldu onların bayramı. Benim hayatımda evlendikten sonra başka bir burukluk başladı. Eşimin annesi yakında oturduğundan önce onlara gidiyorduk ama bir gün böylece geçiyordu. Yani annemlere yapılacak ziyaret mutlaka ikinci güne kalıyordu. Onlardan bir serzeniş duymasam da hiç olmazsa bir bayramın ilk gününü annemlerle geçirmek güzel olacaktı ama hiç olmadı.
 
Sonra parasızlık iyice avucuna aldı bizi. Artık bayramlarda götüreceğimiz iki kutu çikolata bile boşuna yapılacak masraf listesinde yer aldı. Hele yeğenlere verilecek bayram harçlığı eşimle aramda hep sorun oldu. Geçenlerde şimdi yirmi dört yaşında olan oğlum “siz bize hiç bayramlık almadınız” diye serzenişte bulununca o zamanlar erkek çocuk anlamaz dediğim çocuk ruhunun erkeği kızı olmadığını geç de olsa anlattı bana.
 
Şimdi o yıllara bakınca tüm bu paylaştıklarımdan bazılarının aslında ne kadar boş olduğunu görüyorum. Bir bayram daha geldi işte. Dünya bayram yeri olacağına kan gölü. Akla hayale gelmeyecek zulüm fotoğrafları görüyoruz. Akla hayale gelmeyecek kararlar işitiyoruz. Benim küçükken beğenmediğim elbise bugün bir Filistinli çocuğun hasretinde olabilir. Ama onun hasretinde ateşkeslerin olduğu günler öncelikli tabii. Analarının askerler tarafından zorla götürülmediği zamanları bekliyor garip yürekler. Bekliyor da bu arada bir bomba gelip hayallerinin ortasına… Sayısız çocuk kanatlanıp uçuyor göğe. Gözü kaleminde, defterinde takılı kalarak. Bayramda benim mızmızlandığım tatlıdan bir çatal yiyemeden. Bir adam yeri göğü inletiyor. Arkasında deprem çöküntüsü görünümlü bombalanmış evi. Eşi, çocukları molozlar altında. Yüzündeki acı önce deklanşörü delmiş sonra yüreğimizi deliyor. Karısı kocasının elini öpeceği bayramlara kim bilir nasıl hazırlanacaktı? “Varsın öpsündü “diyorum boynum bükük “dudağı aşınmazdı ya”. Ayakkabısını altına koyacağı yastık mezar olan çocuklarıyla artık gökyüzündeki lunaparka gidecek ana belki de şanslı diye düşünüyorum. Bombadan kafasının yarısı gitmiş çocuğunun o hallerini görmedi diye. Türkmenlerin, UygurTürklerinin onlardan farkı yok. Zulme çelme takacak bayramlara hasret kalarak katliamlara kurban oluyorlar.
 
Diyorum ya ben zaten bayramları sevemedim gitti. Hele şimdi hiç mi hiç sevmiyorum.
Ayrıca geçen sene bayram öncesi verilen müebbet ve ağır hapis cezaları ile o bayramımı da zehir edenlere de “bayram sizin neyinize” diyorum.
 
Ama bazılarına her gün bayram onu da biliyorum.
 
Sevgi ÜNAL
 
Ekleyen:  Sevgi Ünal
Tarih:  27.7.2014
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Sevgi Ünal Yazıları
YAZMIŞ KIŞMIŞSevgi Ünal [ 28.12.2023 Devamı
YETİŞMEK İMKÂNSIZSevgi Ünal [ 14.8.2023 Devamı
KESİLİYORUZSevgi Ünal [ 2.8.2023 Devamı
ÖLÜMÜN DE HAYIRLISI Sevgi Ünal [ 7.4.2023 Devamı
Ölümün de HayırlısıSevgi Ünal [ 23.3.2023 Devamı
UMUT YILISevgi Ünal [ 1.1.2023 Devamı
KIZ DOĞDUSevgi Ünal [ 10.12.2022 Devamı
HAKKI & HAKİYESevgi Ünal [ 20.11.2022 Devamı
HAKKI&HAKİYESevgi Ünal [ 20.11.2022 Devamı
HAKKI&HAKİYESevgi Ünal [ 20.11.2022 Devamı
14. YIL KUTLU OLSUNSevgi Ünal [ 9.11.2022 Devamı
KADINSAN RAHAT YOKSevgi Ünal [ 21.9.2022 Devamı
STETOSKOPLAR KANLANMASIN ARTIKSevgi Ünal [ 12.7.2022 Devamı
PAYANDAMSevgi Ünal [ 19.6.2022 Devamı
ÜÇ HARFLİLERLE ÇALIŞANLARSevgi Ünal [ 14.6.2022 Devamı
ÖLÜMÜN KAREKODUSevgi Ünal [ 26.5.2022 Devamı
23 NİSAN’IMSevgi Ünal [ 23.4.2022 Devamı
BİBER DOLMASISevgi Ünal [ 11.4.2022 Devamı
14 MART TIP SUSKUNLUĞUSevgi Ünal [ 14.3.2022 Devamı
KADINMIŞIMSevgi Ünal [ 7.3.2022 Devamı
REZİDANSTAN MAHALLE ARASINASevgi Ünal [ 22.2.2022 Devamı
REZİDANS KADINIYIM ARTIKSevgi Ünal [ 5.1.2022 Devamı
DİKEN ÜSTÜ Sevgi Ünal [ 14.9.2020 Devamı
CORONALI BAYRAMLARSevgi Ünal [ 29.7.2020 Devamı
GEYİK MUHABBETİSevgi Ünal [ 17.7.2020 Devamı
BEN BİR KORKAĞIM Sevgi Ünal [ 22.6.2020 Devamı
BABALAR EVİMİZİN DİREĞİDİRSevgi Ünal [ 20.6.2020 Devamı
SÜTYENİMDEN YAPSAM Sevgi Ünal [ 8.4.2020 Devamı
SÜTYENİMDEN YAPSAM Sevgi Ünal [ 8.4.2020 Devamı
DEFOL CORONA Sevgi Ünal [ 23.3.2020 Devamı
SUSMA KADINSAN KONUŞMAN GEREKSevgi Ünal [ 8.3.2020 Devamı
YAŞLININ KUM SAATİ Sevgi Ünal [ 6.2.2020 Devamı
KANAL TEDAVİSİ Sevgi Ünal [ 1.1.2020 Devamı
ÖĞRETMEN OLMAKSevgi Ünal [ 24.11.2019 Devamı
BİREBİR ON BİRSevgi Ünal [ 8.11.2019 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  4  5  6  7  8  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam