Espriyi sever, gırgıra bayılırım. Bilmiyorum bunun sakıncası var mı? İzin veriliyor mu? Hani sorayım dedim. Kadınım ya. Karnımda bebeğimle gezerken aklına neler neler gelen sen, alimallah espri falan yaparken ben; ardından bir kahkaha patlatırım da yanlışlıkla iffetim gider elden. Hafif kadın olurum. Hadi ben hafif olurum da size ne oluyor? Sizin kulaklarınız mı ağırlaşıyor benim kahkahalarımla yoksa başka bir şeyiniz mi?
Kahkahama set çekmek isteyen zihniyet, zaten kahkaha atacak hal mi bıraktınız insanda? Onu bir düşünseniz öncelikle. Memleketin halini şimdi şurada sayıp dökmek tekrara girecek. Ülkemde gün başına bir katledilmiş kadın düşerken ben nasıl içten kahkaha atarım? Sizin mangalda kül bırakmayan konuşmalarınız var Allah’tan da kahkaha ihtiyacımı öyle giderebiliyorum. Evet, ihtiyaç… Kahkaha ihtiyaçtır. Hava gibi, su gibi…
Bir kahkaha attığınızda vücudunda neler oluyor? İlk önce beyniniz nasıl etkileniyor? Yüzünüzde kaç kas çalışıyor biliyor musun? Ben bir kadın olarak niye mahrum oluyorum? Bütün olumsuzluklar niye kadının kaderi olarak sırtına yükleniyor? Daha minicikken eteğini ört, sen kızsın diye büyütülen kız, kadınlaştığında bari bırakın da atıversin bir kahkaha. Zorunuza neden gidiyor? Ağlayan analar mı görmek istediğiniz? Bakın Filistin’de anaların feryatları gökyüzünü deliyor. Onun yerine kahkahaları bulutlara ulaşsaydı olmaz mıydı? Peygamberimizin hadisinde belirttiği gibi her tebessüm bir sadaka ise kahkahanın hayrı kim bilir ne kadar?
Biliyorsunuz güzelliği kabul edilmiş üç ses var şu dünyada. Su sesi, para sesi, kadın sesi. HESlerle suyun sesini kestiniz, paralar malum sessiz sessiz el altından yer değiştiriyor, sıra kadının sesine, kahkahasına mı geldi? Karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmediğiniz kadına mı? On dördünde babası yaşında adama satılan kıza mı? Hem evde hem tarlada çalışan, üç az beş olsun teşviklerinizle doğurturuldukça doğurturulan kadına mı? Mecliste beş altı kadınla temsil edilebilen kadına mı?
Rahat bırakın artık biz kadınları şu zulüm dünyasında. Bu kadar çile içinde eğer kahkaha atabiliyorsak zaten biz aşmışız demektir. Kutlamanız gerek. Yok yok ! Siz imkansızı gerçekleştirin. Hani yok etmeye uğraştığınız hayvancılık sektörünün canlandırıp “her gün her kadına bir kalem pirzola” kampanyası başlatın. “Bir kahkaha bir kilo pirzolaya bedeldir” atasözünü ucundan yerine getirin bari. Söz, o zaman kahkaha atmaktan vazgeçeriz.
Hah ha ha ha ha ha ha! Benim adım Çalıkuşu.
Sizinle ironi yapılmadan yaşanmıyor; ben ne yapayım!
|