Hükumetten evlendirme önerileri var. Öneriden çok yapacağız, edeceğiz, evlendireceğiz gibi kesin söylemler.
15-18 yaş arası evlilik eğitimi verilecekmiş.
18-25 arası doğru nikah masasına. Tabii bu arada uygun eşleştirme garantisi de veriliyor.
Bazı işletmeler, siteler var eş bulan. Garipler iflas ederler artık. Belki bunu yandaş medyada eş bulma programlarını çoğaltarak yaparlar. Yoksa Eş Bulma Bakanlığı mı açılacak? Ya da Aile Bakanlığının bünyesinde mi olacak bu uygulama?
Hoş ben şu uygun eşleştirme konusunu da anlayamadım ama… Nasıl oluyor acaba? Neye göre uygun eşleştirilecek vatandaş?
Yaş aralığı verildiğine göre 25 yaşından büyük olmayacaktır eşler. Yoksa diyelim ki bir kız büyük biriyle evlendirilecekse icraat(!)larının önemi kalmaz o zaman. Uygunluk maddi yönden olacaksa, fakir fakirle, zengin zenginle evlenmeli ; o da olmaz. Davul bile dengi dengine demişler ama bu zamanda geçerli değil. Bakın evlilik programlarına, erkek daha 30 yaşına gelmemiş; “evin var mı?” diyor kız. O yetmiyor araba da istiyor.
Zaten evlendirilen gençler evlendireni örnek almak ister. Maşallah devletin zirvesi ne yer beğeniyor, ne mekan. Durmadan bir değişiklik peşinde. Malum bir yeni Türkiye söylemi var ya. Ne kadar yükselinirse yükselinsin tebdil-i mekan bile yetmez oluyor bazılarına.
Neyse konuyu dağıtmayalım. Evlilik eğitimi nasıl olacak acaba? Arka arkaya sıralanmış dörtlü sistemin içine sıkışan eğitimde bir evlilik eğitimi eksikti. Yanlış anlamayın ben de evlenmeden önce bazı konularda aydınlanmak gerektiğini, evliliğin bir kurum olduğunun bilinmesini, o kurumun yürümesi için birtakım öğretiler gerektiğini düşünüyorum. Ama yeni sistemle okul öncesi eğitimden yoksun 60 ayda okula başlatılan bebecik neyin eğitimini nasıl alacak ki sıra evlilik eğitimine gelsin. Hele on beşinde. Tabii bir de 25 yaşına kadar kim okulunu bitirebiliyor, eli ekmek tutuyor? Hayır bir de demezler mi en geç evlenme yaşı 25 olacak diye. Tabii 3 çocuk az 5 olsun tavsiyeleri(!) pratikte işlemiyor. Ne kadar erken evlilik o kadar çok çocuk diye düşünülüyor.
Bakın armudun sapı üzümün çöpü hikayesini ben de tutarım. İnsan ne kadar titizlenirse o kadar vakit geçirip sonunda olmayacak kişiyle evleniverir ya da ömür boyu bu senede bekar kalalım şarkısını söyler. E, bunun içinde aman bu eşi bana uygun görmüşler deyip hemen evlenecek değil ya insan. Ama bunu gözü kapalı yapacaklar olduğuna da adım gibi eminim. Körü körüne inananlar körü körüne evleneceklerdir. Sonra da malum sonuçlar. Kabak başına patlayan kadınlar ordusu. Ya oturup çekecekler. Ya da imkanları varsa boşanacaklar. Ortada kalan bir sürü çocuk. Onların çektiği çileler. Ve bu durumun topluma yansıması…
Bir de gülistana gireceksiniz özendirmeleri var. Sanki her evlilik gülistan. Eğitim de verilse kavun olmadığından insan evladının ancak iki kişi bir damın altına girince çıkıyor kokusu. Bakıyorsunuz bir müddet sonra gülistan olmuş kaktüstan…
Bu kadar vebal altına girebiliyorsanız buyurun el atın bu evlilik işine. Ha, biz vebal altına girmeye alışkınız diyorsanız o başka.
Bu arada ev hanımlarına verilecek üç bin liradan bahsediliyor. Eğer gerçekleşirse bu ödeme kaç kadın o parayı alınca o evde oturur bilemem. Kadınların önemli bir yüzdesi maddi olanaksızlıklar yüzünden eşlerinden ayrılamıyorlar. Hadi sizin verdiğiniz paraya güvenip ayrıldı kadın kocasından. Siz o kuduruk eski kocaları da tutabilecek misiniz kadını öldürmesin diye? Hiçbir kadını koruyamadınız bu zamana dek. Takır takır öldürüldüler.
Bence en iyisi bir madde koyun siz; kadın eşinden ayrılmadıkça bu parayı alacaktır diye.
Mühim olan; dostlar alışverişte görsün.
|