Din genel itibariyle ahlaka dayanır.
Bundan dolayı kültürel-tarihi bir fenomen olarak bütün zamanlarda aktüalitesini korumuştur. İnsani varlık meselesi eski insanları, din teması çağdaş dünyayı, ve eminiz ki din olgusu gelecek nesillerde de önemini yitirmeyecektir.
İşte günümüzde yoğun küreselleşme çağında, politikan din olgusu ile örtüştüğü zamanlarımızda, kültürel entegrasyon süreçleri toplumsal anlayış ve siyaset adamların inisyatifleri olmadan aktüalitesini kaybetmektedir.
Görüyoruz ki, son birkaç on yıl zarfında insanoğlu olayların derinlemesine yeniden düşünce süzgecinden geçirilmesi gereğini fark etmiştir.
Bu süreçte göksel ve geleneksel dini liderlerin rolü de artış göstermektedir.
Etnisiteler arası ve dinler arası diyalog – zamanın ihtiyacıdır.
Günümüzde din olgusu tarihi kırılma dönemini yaşamaktadır.
Siyaset ve din etkileşimi hakkında konuşurken, birey ve toplum etkileşimini değerlendirmek anlamına gelmektedir.
İşte, bu anlamda medeniyetler arası diyalog toplumdaki anlaşmazlıkları ve karşılılıkları çözebilecektir.
2003 yılında Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilen Birinci Semavi ve Geleneksel Dini Liderler Kurultayı bu anlamda büyük bir açığı gidermiştir. Bu inisiyatifin sahibi olan Kazakistan devlet Bşakanı N.Nazarbayev’i bu konuda kutlamak lazım diye düşünüyorum.
İşte bu Kurultay’da dini alanın bittiği ve siyasi entrikaların başladığı ince çizgi belirlenmiştir. İşte bu toplantıda dini maske altında faaliyetlerini devam ettiren katil teröristler açığa çıkarılmıştı.
Artık toplum samimi inananları ile radikal dini akımlarıayırt etmeye başlamıştır.
Bu yıl ise Astana’da Semavi ve Geleneksel dini Liderleri 5. Kurultayı gerçekleşecektir.
Artık geleneksel hale gelen bu Kurultaylar güncel meselelere parmak basmaktadır.
Dünya toplumu artık yeni meydan okumalarla karşı kaşıya, siyasi haritada ciddi değişiklikler meydana geldi, dini temelde lokal çatışmalar sıklaşmaya başladı.
Bu sorunlar optimal çözüm arayışları prizması çerçevesinde değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
Beşinci Kurultayın ana teması olarak: “Barış ve Karşılıklı Anlayış Adına Dini Liderleri ve Siyasetçilerin Diyaloğu” belirlendi. Tahminlere göre bu toplantıda rekor seviyedeki katılımcılar bir araya gelecektir. Bu da artık Astana’nın uluslararası problemlerin çözme yeri olduğunun bir kanıtı niteliğindedir.
Kazak kardeşlerimizi kutluyoruz bu bağlamda.
Kurultay hakkında bahsetmişken, Kazakistan Devlet BaşkanıN.Nazarbayev’in sözleri aklıma gelmektedir: “Dünyamızın geleceği medeniyetlerin çatışması değil, dinlerin diyaloğu olmalıdır”.
2014 yılındaki Astana Ekonomik Forumunda konuşmasıesnasında Devlet Başkanı N.Nazarbayev demiş ki: “Herkes medeniyetler çatışmasından bahsetmeye başladı. Doğu ile Batı’nın bir araya gelemeyeceği tezleri savunuluyor. Bu doğru olmayan bir yaklaşım! Yerküresinde bizler hepimiz öncelikle insanız. Dinlerin çatışmada olacağı tezi de doğru değil. Dünyanın bir çok dini liderlerin Astana’da ilk kurultay’da bir araya geldiklerinin tanığıolmuştuk hepimiz.
İran’ın baş Mollası ile İsrail’in Ravvini, bunlar gayet doğal bir şekilde tokalaştılar ve gündeme ilişkin meseleleri paylaşma imkanınıbuldular”.
İnanıyoruz ki bu seferki Kurultay’da da aynı resmi bir daha görebileceğiz. Aynı çatı altında çeşitli dini temsilcilerinin bir arada çözüm arayışlarında bulunacak, dünya barışı ve yerküredeki huzur adına diyaloga gireceklerdir.
|