Danıştay “andımız” metninin okunmasının kaldırılma kararını onayladı.
Doğa boşluk kabul etmez.. Toplumlar da boşluktan hoşlanmaz.
Sitaset sorunlara çözüm bulma sanatıdır ama bu kural beyinlerini kullananlar için geçerlidir.
Tarih bilmeyen ve dünyayı tanımayan okuma özürlülere diyecek söz olamaz, ya okumuş olanlar?Kendileri ya da çocukları ABD’de okuyanlara ne demeli?
Ülkemizde düşünceleri açıklama özgürlüğünün emniyet altında olduğu doğrudur.
Düşüncelerini açıklayan kendini emniyette sorgu odasında buluyor.
Siz bana bakmayın “ ölmüş eşek kurttan korkmadığı için” yazmayı sürdürüyorum.
ABD’de de öğrencilere her sabah ders öncesinde, sınıflarda ayağa kalkarak
yemin ettirildiğini kaç kişi bilir? Bu yemin Lise sonuna kadar devam eder.
Yemin Şöyle:
“I pledge allegiance to the flag of United States of America, and to the
republic of which it stands: one nation under God, indivisible, with
Liberty and Justice for all”
İngilizce bilmeyenler için de Türkçesi:
“Amerika Birleşik Devletleri’nin bayrağına ve o bayrağın simgelediği
cumhuriyete bağlılık için ant içiyorum.
Herkes için özgürlük ve adaletle, Allah’ın gözetiminde, bölünmez, tek vatan için”
ABD’de kaç ulus var? 20, 30, 40 olabilir mi? Merak eden saysın ama 40 ulustan az çıkmaz.
Yukarıdaki yeminden rahatsız olanı duydunuz mu?
ABD’de de yaşayan halkın büyük çoğunluğu uluslaşma sürecini tamamlamış
köklü milletlerden geliyor.
Alman, Fransız, İngiliz, İspanyol, Rus, Çin, Japon,Türk, Arap, Fars…..
ABD’de yaşayan ve orayı vatan olarak benimseyenlerin ana dillerini kediler mi yuttu?
Vatan-ortak dil- ortak bayrak yoksa millet olunmaz. Köle olunur, uşak olunur, çok kez de yem olunur.
ABD’ye kızan salaklar, bu ülkeyi ayakta tutan ve güçlü yapan ortak inancı görmek istemezler.
Son Milli Eğitim Şurasında alınan kararlardan bazıları Türkiye’ye ihanet niteliğindeydi.
Benim de 70 yıl önce sabahları derse başlamadan önce okuduğum
andı ve Pazartesi-Cuma söylenen İstiklal Marşı “ihtiyari” kabul ettiler.
Yeni kuşaklar pek anlamazlar. “İhtiyari” yapılması zorunlu olmayan, anlamına gelir.
“İster oku, ister okuma” diyemediklerinden ihtiyari yapmışlar.
Bazı okullar fırsattan yararlanarak İstiklal Marşı’nı söylemeyi hemen bıraktılar.
İstiklal Marşı’ndan rahatsız olan okul müdürleri yetiştirmek için çok emek verilmiş olmalı.
Emeği verenler karşılığını alıyorlar. Sabah andı da okunmamaya başlandı.
Şimdiki iktidarın ağa babası Necmettin Erbakan yıllar önce sabah andına karşı çıkmış ve demişti ki :
“ Ne demek Türküm doğruyum, çalışkanım”.Başkaları da çıkar “Kürdüm
daha doğruyum, daha çalışkanım” derse ne olacak.
Rastlantının büyüklüğüne bakın ki, geçen yıllarda PKK’nın Meclisteki iz düşümü
olan parti de sabah andı ve İstiklal Marşı’nın kaldırılmasını istemişti.
Öcalan da bunları istemişti.
“Açılım” gereği AKP kendilerini kırmamıştı.Milli Eğitim Şurası üzerine düşeni yapmıştı.
Sıra geldi “dil” konusuna.Yakında okullarda Türkçe “ihtiyari” hale getirilirse kimse şaşırmasın.
Özgür Eğitim Sen bir bildiri yayınlamış.İnsanlar daha sonra utanacakları imzaları atmamalıdır.
Yayınlanan bildiri şöyle:
Danıştay’ın “andımız” kararı Türkiye için seviye kaybıdır!
İçeriğini ve uygulamasını bu topluma, bu toplumun müktesebatına, kültür ve inanç evrenine hakaret gördüğümüz Andımıza Danıştay 8. Dairesi kararıyla yeniden muhatap kılınmamız bizler ve ülkemiz açısından hazindir. Bu şartlar altında Andımızın ne olduğunu neye hizmet ettiğini yeniden tartışmayı kendimiz ve ülkemiz açısından seviye kaybı olarak görüyoruz.
Böyle bir karara bizleri muhatap kılan Danıştay hukukçuları başta olmak üzere 1930’lu yılların ruhunu taşıyan bir uygulamayı günümüz Türkiye’sinde mümkün kılan iklimi var eden ve besleyen siyasetçisinden gazetecisine, akademisinden STK’sına kim varsa onların da vebal altında olduğunu tarihe not düşüyoruz. Dün olduğu gibi bugün de bu tarz vesayet uygulamalarına karşı duracağımızı adalet ve özgürlük temelinde mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu
*
1930’ların ruhunun insana rahatsızlık vermesi, özgür ve bağımsız bir ülkede yaşamaktan rahatsızlık duyma anlamı taşır. Biraz fazla ortaçağa doğru gerilemiyor musunuz?
Özgür Eğitim Sen mutluluktan uçuyordur.
Fesli Kadir de “ keşke savaşı Yunan kazansaydı” demişti.
Giderek birbirlerine yaklaşıyorlar.
Andımızın kaldırılmasını isteyen ve savunanlar ortaya başka seçenek de koymuyorlar.
Bu arada bir saptamamı yazmadan geçemeyeceğim.
Her sabah okunan andımız ulusal değerlere sahip çıkma kararlılığı olan kuşaklar yaratamamış.
İnkarcı ve sapkınlarla yol alınmaz.
Türkiye’nin her zamankinden çok bir kurtuluş hareketine ihtiyacı var.
Hızla yok olmaya yaklaşıyoruz…
Türk bayrağı altında yaşamak bu kadar mı rahatsızlık veriyor.
Arayan belasını da Tanrısını da bulur.
|