Engiç Uç Türkiye’deki en yetenekli çizerlerden birisidir.
Barışve Zafer Gazetelerinde uzun yıllar karikatür çizdi.
Aşama Sanat Dergisi’ni çıkardığımda tüm resimler onun elinden çıkmıştı.
Daha sonra merhum Ali Nur Dilmeç, Engin Uç ve Ben ZALOĞLU RÜSTEM resimli romanını çıkardık.
Ben yazıyordum, Engin çiziyordu..Ali Nur Dilmeç işin parasal kısmını karşılıyordu.
Çok güzel bir resimli romandı ama merhum arkadaşımız cimrilik moduna girince ancak 4 sayı çıkarabildik.
Daha sonra Engin Uç çocuklar için resimli hikaye kitapları çıkaran bir yayınevi kurdu.
Bu alanda korsanlar çoğalınca, yayıncılığı bıraktı, matbaasını sattı Çay Yoluna yerleşti.
Uzun yıllar Çay Yolu Platform’unu yönetti.
Bir dönem CHP Yenimahalle Belediye Meclis üyeliği yaptı.
Şu sıralarda Çay Yolu gazetesini çıkarıyor..
Facebook’da bir paylaşımını gördüm .
Çok önemli ve can alıcı bir konuyu güzel Türkçesiyle işlemiş.
Yazımın başlığı da Engin Uç tarafından konuldu.. Çünkü paylaşımından değiştirmeden aldım.Engin Uç’un yazısı şöyle:
Anne okula uğradı. Çocuğunun 29 Ekim’de yapılacak olan gösterilere katılamayacağını, dolayısıyla prova çalışmalarına da gelemeyeceğini söyledi öğretmenine.
Gerekçesini de üzerine basa basa iletti “TATİLE ÇIKIYORUZ!”
Öğretmen şaşırdı; “Seçim var üstelik de istikbal için son derece önemli…” diyecek oldu.
“Bizim vereceğimiz oylarla mı ülke kurtulacak!”dedi kadın ve ekledi
“Evde eşimin annesi var, onu da yaşlılar yurduna bırakacağız.”
Öğretmeno gün boyunca katılamayacak öğrencileri kimini telefonla, kimini öğrencisinden öğrendi.
12 kişilik gösteri ekibi 6’ya düşmüştü.
Öyle olunca da okulun bahçesinde sunacaklarıgösteriyi yapmaları imkansız hale geliyordu.
Müdürle konuşup gösteriyi iptal etti.
***
Burada evdeki yaşlı anne DÜN’dür. Tatilden döndüklerinde bulamayabilirler.
Veli olan anne ve baba BUGÜN’dür; günü en iyi şekilde yaşamaya odaklanmışlardır.
Öğrenci ise YARIN’dır.Ve YARIN için tehlike çanlarıçalmaktadır.
Bu olay Çayyolu’nda aynen yaşanmış bulunuyor…
* *
Engin’in anlattığı bu olay tehlikenin ötesinde büyük bir felaketin habercisidir.
Üzerinde yaşadığı vatanı için duyarsız davrananlardan duyarlı çocuklar yetişmez.
Bataklık çamurundan seramik yapılmaz.
Yurttaş olarak vatanımızı yitirmek istemiyorsak iki önemli vatan görevini çok büyük engel bulunmadığı sürece savsaklamak ihanettir.
Bu iki vatan görevi, vergi vermek ve seçimde oy kullanmaktır.
Bunu ilk kez yazmıyorum.
Sık sık yineliyorum ki akıllarda kalsın.
Vergi kaçıran ve geçerli nedeni olmadan oy vermeyen vatan hainidir.
Engin Uç’un yazdığı olayda bir de Cumhuriyet’e ihanet var.
Anne ve babasının Cumhuriyet’e değer vermediğini gören çocuklar potansiyel haindir.
Ailelerin bunu yapmaya hakları yoktur.
Ben öğretmen olsam böyle yapan öğrencileri sınıfta bırakırım.
Bunu yapacak kadar yürekli öğretmen var mıdır?
|