5 Kasım seçiminden sonra sandıklarda sahtekarlık ve oy çalıp ekleme haberleri kısa aralıklarla medyada yer alıyor ama yankıları pek büyük olmuyor.
Neden yer yerinden oynamıyor? Seçimi etkileyecek her türlü eylem bu ülkeye ihanettir.
Ülkemizin geçmişinde aynı olayları birkaç kez yaşadık.
1946 ve 1957 seçimlerini anımsarsak, yapılanların bilinenin yinelenmesi olduğu görülür.
Tarihçi Sinan Meydan bilmeyenler veya unutturmaya çalışanla için güzel bir anımsatma yapmış.
İşte Sinan Meydan’ın yazdıkları:
“Tarih unutmaz. 57 yıl önceye gidelim. İktidardaki Demokrat Parti, genelseçimi 7 ay önceye çekti.
, 27 Ekim 1957’de sandık başına gitti. Seçim saat 17.00’de bitecekti fakat saat 14.30’da devletin tek radyosu, oy verme işlemleri sürerken DP’nin kazandığı illeri açıklamaya başladı! Şaka değil gerçek bu…
CHP lideri İsmet İnönü, Devlet Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’yu telefonla aradı: “Sizden bu suçun işlenmesine engel olmanızı talep ediyorum.” dedi. Bakan Zorlu Beyefendi, Adnan Menderes’e gitti. İnönü’nün söylediklerini aktarıp radyo yayınının durdurulmasını istedi.“Beyefendi” sert çıktı: “Radyo, sonuçları açıklamaya devam etsin!”
CHP, bu kez Yüksek Seçim Kuruluna başvurdu. Radyo yayını durduruldu fakat DP, zaten istediğini almıştı. Kimi CHP’liler, “DP kazandı” diye sandığa gitmedi.
Bu arada radyoevinden yabancı gazetecilere, “İsmet İnönü’nün yazılı açıklaması”diye bir kâğıt verildi. Sözde İnönü, “Seçimi kaybettik, en fazla 120 milletvekili çıkarabiliriz” demişti! BBC’den France Press’e kadar yabancıgazeteciler haberi doğrulatmak için İnönü’nün yanına gidince şaşıran sadece yabancıgazeteciler değildi, İnönü ülkesi adına utandı.
"Devlet, yalan söylemekle kalmıyor; yalan belge düzenliyordu!"
Bir de 1957 seçimlerinin İsmet İnönü’nün isimlendirmesiyle “kütük marifeti” var! Seçmen kütükleri hazırlanırken CHP’li seçmenler kütükten yok edildi! Yerlerine DP’li seçmenlerin adı, hem de birkaç kütükte yer aldı. Yani bir DP’li birkaçsandıkta oy kullandı. DP, kurduğu seyyar ekiplerle bu seçmenlerini sandık sandık taşıdı. Seçime “iyi organize” olmuşlardı, organize işler konusunda marifetliydiler! CHP’li kimi seçmenler kütükte isimlerini göremeyince oy kullanamadan evlerine döndü.
Bitmedi! Örneğin Gaziantep’te 27 Ekim gecesi seçimi CHP’nin 700 oy farkla kazandığı ilan edildi. Hatta DP’nin gazetesi “Zafer” bile bu sonucu yazdı fakat ertesi gün köylerden “sayılmamış, unutulmuş oylar” getirildi ve bin kadar oyla seçimi bu kez DP’nin kazandığı açıklandı CHP’liler haklı olarak İl Seçim Kuruluna itiraz etti.
İtirazlarıkabul edildi. Oylar, tutanaklar, gerekli belgeler adliye binasına götürüldü; pazartesi inceleme başlayacaktı.
O gece adliye binası yandı, bütün oylar yok oldu. DP’nin galibiyeti resmiyet kazandı! Uyuma Türkiye! Seçimler geçmişte böyleydi...”
Görüldüğü gibi 1957 ile 2015 arasında çok büyük benzerlikler bulunuyor.
DP iktidardan gitmek istemiyordu.
AKP de iktidardan gitmek istemiyor.
Sinan Meydan bir konuyu yazmayı unutmuş.
1957 seçiminde çoğunluk sistemi uygulanıyordu. Yani bir seçim bölgesinde bir oy fazla alan tüm milletvekillerini çıkarıyordu.
CHP buna karşı çıktı ama Menderes’in yanıtları hep aynı oldu:
“Çoğunluk sistemini biz mi getirdik de değiştirelim”…
“Seçim barajını biz mi koyduk da değiştirelim” diyenlerle ne kadar benzerlik var değil mi?
|