Karl Marks, “din halkların afyonudur” demişti ve onun bu söylemi sosyalistlerin
dine açtığı savaşın dayanağı oldu.
Doğmalara karşı olması gereken bilimsel sosyalistler, bir doğmanın tutsağı oldular.
Oysa evrende her madde ve oluşum kullanış biçimine göreşekillenir.
Afyon da öyledir.
Afyon olarak alır kullanılırsa uyuşturucu etkisi yapar.
Fakat afyondan ilaç yapılırsa hastalıkların çeşitli aşamalarında yararlı olur.
Din de afyon olarak kullanılırsa, yeryüzündeki her uyuşturucudan daha tehlikelidir.
Öldürür, inkar eder, karşı çıkar, yok eder.
11 Eylül saldırıları dinin afyonlaştırılmış halinin başyapıtlarıdır.
Taliban’ın Afganistan iktidarı da öyleydi.
Din afyona dönüştüğünde zulüm makinesi gibi işler.
İnsanlık tarihi din adına yapılan kanlı savaşların, kafasıkesilerek, yakılarak öldürenlerin utancıyla donatılmıştır. Bu gün Ortadoğu’da aynı vahşet yaşanıyor.
Din her şeye rağmen varlığını sürdürmüş, üstelik sürekli yenileri ortaya çıkmıştır.
Bin yıllar içindeki süreçte görülmüştür ki, din vazgeçilmezdir.
Din sosyalizmin de yumuşak karnı olmuştur.
Sosyal yaşamdaki eşitleme, gelirin tabana yayılması genişhalk yığınlarını mutlu etmemiştir.
Dini, inancı, ibadeti hatta hurafeleri arar olmuşlardır.
Sonuçta sosyalizmin yıkılmasından sonra; din, kilisesi, camisi, sinagogu, tapınağı ile geri gelmiştir ama birlikte işsizlik ve yoksulluğu da getirmiştir.
Kadın mühendisler, mimarlar, yetişmiş teknik elemanlar kendi yurtlarını bırakıp fahişelik yapmak için komşu ülkelere gitmeye başlamışlardır.
Din özgür kalmış ekmek ortadan kaybolmuştur.
Lenin’den başlayarak sosyalist yöneticiler dini rejime monte edebilselerdi sonuç ne olurdu ?
Kapitalist sistem un ufak olur yeryüzünde silinirdi.
Burada Rusya kilisesinin önemli bir strateji hatasınıvurgulamak gerekir.
Kilise, Sovyet devriminde Çar’ın yanında yer aldı.
Bu durum kilise ile devrim yönetimi arasındaki çelişkiyi keskinleştirdi.
Öte yandan kapitalistler tarihi süreci çok iyi değerlendirdiler ve dini yanlarına aldılar.
İnsanları sömürdüler, soydular, kanlarını emdiler ama dinlerine dokunmadılar.
Böyle olunca da iki Allahsız sistemden kapitalizm başarılıolurken,
sosyalizm yeniden uyanıncaya kadar derin bir uykuya daldı.
Sosyalistler Marks ve Lenin’in dinle ilgili görüşlerinde takılıp kaldıklarından, kolay uyanacağa da benzemiyorlar.
Laikler de, dinle dindarla kavga ederek cumhuriyeti yaşatacaklarını sanıyorlar.
Kavga edecekleri güruhun dinciler olması gerektiğini anlamışdeğiller.
Dinciler de devletin omurgasına dini yerleştirerek, toplum yaşamını din eksenine kaydırarak bir yerlere ulaşma çabasındalar.
Dinci yobazlarla laik yobazların kavgasında ise insanlar, özellikle gençler zarar görüyorlar.
Marks’ın yıllar önceki saptaması doğruydu.
Din afyon olarak kullanıldığında, gerçekten güçlü bir uyuşturucu etkisi vardır.
Sosyalistlerle laikler dinin afyon yanını öne çıkarıyorlar.
Dinciler de bundan çok hoşlanıyorlar.
Çünkü sosyalistlerle laiklerin bu davranışı, dinin uyarıcı yanını gözden uzaklaştırıyor.
Dinciler de bunu istiyorlar.
Dememiz odur ki, insanlar yaşanmış olaylardan ders falan almıyorlar.
21.Yüzyılda akıl kullanımının en aza inmesi çok tehlikeli sonuçlar getirecektir.
|