Türkiye giderek yaşanmaz olmaya başladı.
Kadın cinayetleri, tacizler, tecavüzler ve bunlara engel olamayan bir devlet yapısı.
Hukuk yok. Hukuk olmayınca adalet yok. Adalet olmayınca da huzur yok.
Son günlerde üç olay ilgimi çekti. Önce olayları anlatayım.:
Geçen yıl 19 Ağustos'ta Alaplı İlçesi'nde meydana gelen olayda, mahallede çocukların 'Fikret dede' dedikleri Fikret A., iddiaya göre komşusunun kızı N.U.'yu evine çağırarak cinsel istismarda bulundu. Ağlayarak evden çıkan N.U., evine gidip durumu annesine anlattı. Ailenin polise şikayetiyle tutuklanan Fikret A., 'çocuğun cinsel istismarı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından açılan davada yargıç karşısına çıktı. Tutuklu Fikret A., söz konusu suçu kesinlikle işlemediğini söyledi.. Avukatı da suça ilişkin kanıt olmadığını, mağdur çocuğun ifadelerinde de çelişkiler olduğunu ileri sürerek beraat talep etti. Mahkeme heyeti, sanık Fikret A.'ya, 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 6 yıl 8 ay, 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçundan 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 9 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, sanığın duruşmalardaki iyi hali, yaşı, samimi anlatımı, tutuklu kaldığı süre ve Yargıtay sürecini gözeterek hükümle birlikte tahliye kararı verdi.
2-Kayseri’de bir lise öğrencisi kız, öğretmeni tarafından tecavüze uğradığı için intihar etti.
Kız öğrenci tecavüzden sonra okula geliyor, baygınlık geçiriyor ve şikayet ediyor ama okul yönetimi durumu ailesine haber vermiyor.
Kız intihar etmese olay kapatılacak.
Bunu anlamak için medyum olmak gerekmiyor.
Şimdilik okul müdürü, müdür yardımcıları ve rehber öğretmenler açığa alındı ama medya ile sivil toplum kuruluşlarıkonunun takipçisi olmazsa, açığa alın anlar başka okullara atanırlar , konu da kapanır.
3-Şikayetler üzerine soruşturma Açan Ankara Savcılığı Keçiören Anadolu İmam Hatip Lisesi Kuran öğretmeni Sefer A.’nın, 11 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunmak, bir öğrenci velisini taciz etmekten 274.5 yıla kadar hapsini istedi. İddianamede suçlamalar şöyle sıralandı: “Sefer A. 15 yaşından küçük birçok kız öğrenciyi belinden sarılarak öptü, gözle taciz etti, tensel temas kurdu, âdet tarihlerini sorarak kızları utandırdı.”
İddianamede, sanık öğretmen hakkında benzer şikâyetlerin daha önce de yapıldığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2004 tarihinde bazı öğrencilere karşı taciz suçlamasından “takipsizlik” kararı verildiği anlatıldı. Savcılık tutuklama talep etti. 1Nisan tarihinde hâkim karsısına çıkacak olan şüphelinin tutuklanıp tutuklanmayacağınamahkemeduruşma esnasında karar verecek.
Şikâyetçi yakınları, okul yönetiminin taciz olayını kapatmak istediğini ve idari soruşturmanın da gerektiği gibi yapılmadığını öne sürerek “Hakkında dava açılan ve 274 yıl hapis cezası istenenşüpheli, tutuklanmadığı gibi bir de emekli olup idari soruşturmadan kurtulmak istiyor” tepkisini gösterdiler. Şikâyetçi öğrenci velisi de savcılık ifadesinde, kendisine yapılan cinsel taciz olayını okul yönetimine anlattığını,yönetimin olayı kapatmak için çaba sarf ettiğini öne sürmüştü.
Öğretmen idari soruşturma sonuçlanmadan emekli olursa emeklilik haklarını kaybetmiyor. Bir kez emekli olduktan sonra da mahkemeden ceza alsa bile kazanılmış hakları elinden alınamıyor.
Bu üç olay da dikkatle okunursa tecavüzcülerin nereyse koruma altına alındığı gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Sanık 2004 yılında cinsel taciz ile suçlanmış ama takipsizlik kararı verilmiş.
Birkaç yıllık ceza alma olasılığında sanıklarıtutuklayanların , 274 yıl ceza istenen bir sanığı 1 Nisan tarihine kadar serbest bırakmaları ve ona emeklilik hakkı tanır gibi davranmaları , hatta “ kaç git saklan” mesajı vermeleri adalet kavramında çok ciddi yaralar açmaktadır.
|