Türkiye’de Televizyon kanalı sayısı 600’e yaklaştı. Belki de geçti.
Sabah, öğle, akşam dizi izletiyorlar.
Aynıdizi iki kez yayımlanıyor.Eski filmler tekrar gösteriliyor.
Çoğunun oyuncuları ölmüş. Ailelerine telif hakkı ödenmesi gerekir ama piyasaya eşkıya egemen.
Janset adında bir çok yetenekli bir oyuncu vardı, telif hakları konusunda mücadele ettiği için dizilerde rol vermiyorlar.
Dizler birbirinin kopyası. Ağaç dalı kırar gibi, insan öldürülüyor.
Kadınlar iğrenç çığlıklar atıyorlar, salya sümük ağlıyorlar.
Dizilerde herkes birbirinin arkasına geçip iki puan alma peşinde.
Dizilerin çoğunda tuhaf ilişkiler, evlilik dışı çocuklar, her çeşit şiddet, yasa dışı ilişki ve davranışlar yaşamın bir parçası haline getirilmiş.
Dizilerin dışında evlilik ve buluşma programları ile yemek programları var.
Reklam ise ayrı bir kepazelik.
O kadar çok müzik kullanılıyor ki, reklamlar yüzünden müzikten tiksinir hale geliniyor.
Hayatın gerçekleri, ülkemizde ve dünyadaki bilimsel gelişmelerden, araştırmalardan, ciddi makalelerden tek kelimeyle söz edilmiyor.
Haberlerde ise cinayet, kapkaç, dolandırıcılık, trafik kazası, yaralama ve kanalına göre iktidara övgü ya da yergi var.
Bu kanalları yönetenler başka ülkelerde hiç TV izlememişler mi?
Kapitalizm en aşağılık beyin yıkama numaralarını halkımı üzerinde uyguluyor.
Kapitalizmi iyi tanımak gerekir.
İnsanlar açlıktan ölüyor. İşte bu kapitalizmdir.
Kapitalizm kötülüktür. Kapitalizm yamyamlıktır,barbarlıktır, köleliktir, tecavüzdür, cinayettir, savaşlardır, nefrettir, kıskançlıktır, egoizmdir.
Savaşlar kapitalizmi besler. Kapitalizm de savaşları destekler.
Hitler'in sağ kolu propaganda dehası sayılan Dr. Goebbels'in halkı kandırma kuramları ülkemizde uygulanıyor.
İşte bu kuramlardan bazıları:
İnsanların beyin tembelliğine dayanarak hareket edin...
Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır.
Bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, halk o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser.
Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur.
Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.
Hatalıolduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
Asla kabahat ve suç üstlenmeyin.
Kendinizi savunmak yerine karşınızdakileri sürekli savunmada bırakın.
Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.
Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir.
Çünkü onları kandırmak kolaydır.
600 televizyon kanalı dizileri, reklamları, kurgulanmış açık oturumları, iyi ayarlanmış spor programları, magazin soytarılıkları ile toplum üzerinde uyuşturucu etkisi yapıyor.
İnsanlarıhızla beyin tembelliğine alıştırarak düşünen insan sayısını azaltıyor.
Sosyal yardımlarla da sadaka kültürü geliştiriliyor.
Yurttaşlık bilinci hızla törpülenerek her şeye boyun eğen kulluk yerleştirilmeye çalışılıyor.
Ve yıllar önce Karl Marks’ın dediği de bunlara eklenerek din afyon olarak kullanılıyor.
Günümüz manzarasının kısa özeti böyle.
İnsanımız ya Tanrı’nın verdiği aklı kullanarak bunları aşar ve hukuk, demokrasi, adalet kavramlarına kavuşarak yurttaş olarak kalır.
Ya da kulluk tasmasının boynuna takılmasına izin verir.
Kula kulluğu kabul etmeyi insana yakıştıranlar insan olamazlar.
|