Yüzyılın Firavunu Fethullah Gülen hedef tahtasına kondu herkes atış yapıyor.
Benim için sakıncası yok..
Ancak bu durumda biraz şaşırma hakkımı kullanmak istiyorum.
15 Temmuz’dan az once Fethullah Gülen’in üzerine yanlışlıkla düşen tozu bile dilleri ile yalayarak temizleyenlerin, birden çok sert bir U dönüşü yapmalarını anlayan var mı?
Firavun’un yılmayan savunucusu Hüseyin Gülerce çok hızlı olarak Firavun’un karşısına geçiverdi.
İnsan ancak ışınlanarak bu kadar hızlı yer değiştirebilir.
Bir yerlerden bir şeyler kazanmak için köşe yazısı yazılmamalı..
Bazı şeyler boyumuzu aşsa da gerçeklerden sapmamalıyız.
Bizler “bir şey kazanmak için” yazmayız.
Aramızda bunu yapanlar da vardır.
Onlara genelde “liboş” denir.
Her yazar bir savaşçıdır.
Geleneksel deyimle “kalemiyle savaşır”.
Daktilo çıktıktan sonra kalem, bilgisayar çıktıktan sonra da daktilo çöpe atıldıama, yazar denince akla kalem gelir.
Tarafsızlık insan karakterine aykırıdır.
Tarafsız olduğunu savunanlar “korkularını” bu yolla saklayanlardır.
Yıllar once dinlediğim bir hikayeyi yazarak, bizlerin neden “boyumuzu aşan” işler yaptığımızı anlatmaya çalışayım:
“Nemrud İbrahim peygamber'in ateşte yakılması emrini verdikten sonra bir meydana odunlardan büyük bir yığın yapılmış.
Odunları tutuşturmuşlar.
Dev bir ateş meydana gelmiş.
Alevler o kadar yükselmiş ki bulutların tutuşacağını sanmış çocuklar.
Korkmuş kaçmış bütün hayvanlar.
İbrahim peygamber'i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış askerler.
Atacaklarmış ki Nemrud'un ne güçlü bir kral olduğunu anlasın, görsün; bir daha ona karşı gelmesin İbrahim peygamber.
Bu sırada bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş.
Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru.
Başka bir karınca onun bu telaşınıgörüp sormuş hemen yanına yanaşıp:
"Bu acelen niye ? “ Nereye böyle” ?
Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp,
"Duymadın mı" demiş. "Nemrud,İbrahim peygamber'i ateşte yakacakmış..
İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum."
Bu sözleri duyan karınca kendini tutamayarak uluorta kahkahalarla gülmeye başlamış.
"Sen şu ateşe dönüp hiç bakmadın mı?" diye sormuş.
Ne kadar büyük.
Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?"
Su taşıyan karınca, "olsun" demiş.
"Hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır.
Firavun’un en güçlü olduğu yıllarda, onun Türkiye için büyük bir tehlike olduğunu yazmıştık.
Devleti yönetenleri ve unvanlarının başında Cumhuriyet yazılı savcıları uyarmıştık.
Bizim hangi taraftan olduğumuz uzun süredir bellidir.
Televizyonlara çıkarak itirafçılığa ve tövbekarlığa soyunanlar bu işi Firavun’dan aldıkları talimatla yapıyor olabilirler mi?
|