Şimdi tembellik aslında negatifliği çağrıştıran bir kelime. Tembel insanlara pek hoşgörü ve anlayış göstermezler.
Hayat akışınında yapılması gereken işleri yapmakta nazlanan ve isteksiz davranan bir kişi hemen tembel damgası yemeye aday. Bu durum da pek çok olayda tekrarlanırsa o zaman “Ah bu kişi tembelin teki” diye mühürü basarlar.
Gerekçe olarak ne gösterirse göstersin anlayış ile karşılanmaz. Hastayım dese nafile, canım istemiyor dese nafile, anlamam/ beceremem dese nafile, Salı sallanıyor/ Çarşamba çarşafa dolanıyor dese nafile.
Tembellik hem dinlenme ihtiyacını hem de kötü bir karakteri çağrıştırabilir. Olumsuz bir kişisel özellik olarak görülme ihtimalı ama daha yüksek.
Zaten hristiyanlıkta 7 ana zaaflardan biri olarak tembellik yerini alıyor. Bundan dolayı eskiden insanlar daha fazla ve ağır çalışıyordu ve biraz dinlendikleri zaman hemen tembel damgasını yiyorlardı.
Şimdi burada şunu belirtmek lazım: Tembelliğin temelinde aslında kişinin bir aktiviteye karşı bir isteksizliği yatıyor- yani bir motivasyon eksikliği.
Bu motivasyon eksikliğin temelinde de- psikolojik ve fizyolojik yani sağlık sebepleri bir kenara bırakırsak- kişinin yaptığı işin başarıyla sonuçlanma ihtimalini düşük görmesi ya da kötü bir tecrübe yatabilir. Ayni şekilde bir insanın – pasif bir duruş ile- bir sisteme gösterdiği direnç ve tepkisi olarak da görülebilir.
Yani burada hem isteksizlik ve tembelliği ayırt etmek lazım hem de isteksizliğin temelini analiz etmek lazım.
Modern pedagojik bilimde belirli davranışlarının tespitinde tembellik kelimesi artık eskisi kadar kullanılmıyor ve kullanımı da uygun olarak görülmüyor.
Üstte belirttiğim gibi: Tembelliğin temelinde isteksizlik yatıyor ve bunun makul nedenleri de olabilir.
Bir insan yaptığı işin hakkını almadığını düşünürse motivasyon eksikliğinden dolayı kendini geri çekebilir ve sisteme direnç gösterisi olarak işini yapmayıp ya da isteksiz yaparak “tembellik” belirtileri gösterebilir.Bu aslında gayet doğal bir davranış olabilir.
Şimdi bu mevzuat biraz daha kompleks ama ana hatları bunlar.
Neticede birisi “yapmak istemiyorum” dediği zaman hemen tembel olarak (ki bu aslında bir hakaret) görülmemesi lazım- makul gerekçelerden dolayı sadece canı istemiyordur.
Şimdi son olarak daha iyi anlaşılması için bir örnek vermek istiyorum.
Etrafınızda çok aşırı “tembel” olarak bildiğiniz kişiye şunu sorun:
Kafana silah dayayıp senden şu iki seçenekten birini seçmeye zorlasalar hangisini seçersin?
a) 10 adım ileri gidip, 10 adım geri geleceksin
b) En sevdiğin yabancı müzik grubunun kendi ülkesinde verdiği konsere gideceksin. Ayrıca o ülkede 2 hafta tatil yapacaksın.Organizasyonu kendin yapacaksın ama bütün masraflar (ulaşım, konaklama vs.) benden. Sana bir kredi kartı vereceğim oradan da limitsiz harcama yapabilirsin.
O kişi tembel olsa “seçenek a” cevabını vermesi gerekir ama o kişinin–sağlık sorunu yoksa- vereceği cevap 99,99% ihtimal ile “seçenek b”dir.
Demek ki o kişi aslında tembel biri değilmiş- sadece motivasyon eksikliğinden dolayı çoğu zaman isteksiz. Ama cazip gördüğü (koşullarda) aktivitelere katılma iştahı kabarık olabilir.
Neyse yazıma şimdi son vereyim, biraz uzanıp dinleneyim. Aslında daha yapmam gereken ve birikmiş birçok iş var ve beni bekliyor.
Yok, yok tembellik yapmıyorum, sadece canım istemiyor... ;-)
|