Şu anda Suriye’de taşlar yerine oturuyor. Daha yol çok uzun ama Türkiye’nin pozisyonu– o kadar engele rağmen- sağlamlaşıyor.
Bunun sebebi de –şu an öyle gözüküyor- yapılan 2 önemeli hamle:
a) Fırat kalkan hareketi
b) Türkiye, Rusya ve Iran işbirliği
Türkiye’deki terör asgari düzeye inmesi için öncelikle sınır ötesi temizlenmesi lazım. Bunun ardından da içerideki terör odaklarına karşı daha rahat hareket edilebilir. Türkiye bunun bilincinde.
Bu arada Amerika ve Rusya’nın arası da açık. Bunun bir çok nedeni var ama en son olayda Amerika Rusya’yı başkanlık seçimi esnasında siber saldırı yoluyla seçimi manipüle etmekle suçluyor.
Aslında bu durum Türkiye’nin Suriye’de Rusya ile işbirliği konusunda hem elini güçlendiriyor hem de Amerika’nın çözüm mekanizmasındaki etkisini azaltıyor. Amerika Astana’daki barış görüşmelerine bile davet edilmedi.
Zaten Amerika Suriye sorunun çözümündeki yanlış hamlelerden dolayı kendini bir aktör olarak kanıtlayamadı. Gitti YPG ile Suriye’de işbirliği yaptı ve aklı sıra bu terör örgütünü kullanarak Suriye’de etki alanını genişletecekti.
Bu başarısızlık da Amerika’nın başına vurmuş olmalı kı alışılmamış hamleler yapmaya başladı:
BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail'in işgali altındaki Filistin topraklarında yasa dışı tüm yerleşim faaliyetlerini "derhal ve tamamen" durdurmasını talep eden karar, ABD'nin ilk defa çekimser oy kullanmasının ardından kabul edildi.
Israil’de bu arada Suriye’deki karışıklıktan yararlanıp ve dikkatlerden uzak uyanıklık yapıp Filistin topraklarındaki bu faaliyetleri gerçekleştirmeye devam ediyordu ki duvara tosladı- hem de en güvendiği müttefik tarafından kazık yiyerek.
Kaldı kı Suriye’nin muhtemelen parçalanmaması, İsrail’in de– zayıf ve iç sorunlarıyla boğuşan küçük komşular - hevesini kursağında bıraktı.
Avrupa Birliği zaten Suriye’de oyun dışı ve kendi iç sorunlarıyla boğuşuyor. Yaşlanan nüfus bir yana Almanya ve Fransa’nın arası gittikçe açılıyor. İtalya iflasın eşiğinde ve bir çok üye ülkede sağa doğru bir kayma var.
Şimdi durum tespitine devam edersek ne görüyoruz?
Ortada dünya genelinde etkisini azaltmış ve iş sorunları ile uğraşan bir Amerika ve Avrupa Birliği var. İsrail yönetimi de üstte bahsettiğim olaylardan dolayı şokta. Bir de hepsi birbiriyle kavgalı.
Suriye konusunda bu ülkelerin yanlış iç ve dış politikalarından dolayı etki alanları daralıp lades olduklarını söyleyebiliriz.
Lades olanlar arasında terör örgütleri de geliyor. Rusya, Iran ve Türkiye işbirliği mezhepsel kaynaklı sorunları kaldırıp bu örgütlerin hem beslenme kaynağını elinden alıp hem de bunlara karşı Suriye ve Irak’ta daha etkin bir askeri müdahale imkanı sağlayacaktır.
Türkiye de zaten Rusya ile Amerika’nın desteklediği YPG vb. örgütlerin akibeti konusunda anlaştı ve bunlar tarihe silinecek.
Zaten YPG’nin Suriye ve Irak’ta yeni bir oluşumda söz ve hak sahibi olması için –bırakın bunların askeri başarısını- Birleşmiş Milletler kararı gerekecek. Böyle bir kararı Rusya (gizli ortak Çin) zaten veto eder.
Türkiye Rusya'ya parçalanmama garantisi verdi ve Rusya da Türkiye’ye terör örgütsüz bir komşuluk ortamı.
Bu arada uluslararası medya Trump’ın bir Rusya dostu olduğunu iddia ediyor ve başa geçtiğinde Rusya ile işbirliği yapıp sözde Çin ve İran’ın etkisini azaltacakmış. Sanki Rusya Çin ve İran’ı satacak. Bunlar hepsi masal dünyasının bir parçası.
Trump muhtemelen Amerika’da oluşacak iç huzursuzluk ile uğraşmaktan kafasını kaldıramayacaktır. Clinton’ın ekibi ve yandaşları bu seçim başarısızlığını pek kabullenecek gibi gözükmüyor. Trump’ın Putin hayranlığı da pek sürmeyebilir. Ortada paylaşılmayan bir şey oldu mu işler değişir.
Yazıyı toparlarsak şu sonuca varabiliriz:
Şu anda Suriye’de oluşan ortam orta ve uzun vadede Türkiye’nin lehine olacak. Bölgesel ülkeler ile işbirliği yapması mantıklı ve bu çerçevede Rusya ve Iran ile (dolaysıyla Irak’la da) anlaşarak iyi bir hamle yaptı.
Ben bu ortaklığın çok ama çok önemli bir sonucu daha beraberinde getireceğini düşünüyorum:
Bu anlaşma -üstte belirttiğim gibi- özellikle Sünni ve Şii’lerin arasında var olan mezhepsel anlaşmazlıkları en azından asgariye indirecektir. Böyle bir ortamda da hem terör örgütleri zor barınır hem de “dış güçler” mezhepsel anlaşmazlıkları kullanarak bir iç savaşı kolay kolay körükleyemezler.
Kazanan Türkiye ve o bölgedeki diğer ülkelerde yaşayan insanlar olacaktır. Türkiye’nin Rusya ile bu işbirliği olumlu sonuçlanırsa bu da Türkiye’nin (güvenilir bir ortak olarak) Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliği için iyi bir referans olacaktır.
Bu makaleyi dikkatlı okuyanlar da zaten Suriye ve Irak’ta kimlerin lades olduğunu ya da lades olmak üzere olduklarını anlamıştır (buna FETÖ ve PKK da dahil).
|