En uzun kara sınırımız bulunan Suriye ile başladığımız kavga bize çok pahalıya patlayacak.
Suriye-Türkiye sınırı 911 kilometre olup Türkiye'nin en uzun sınırı olup Ankara Antlaşması ile şekillenmiş Hatay Devleti'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmasıyla günümüze kadar gelmiş kara sınırıdır. Dicle çayı kavşağından doğu-batı yönünde Hatay il sınırına gelir ve daha sonra Hatay ilinin doğu güney sınırını oluşturduktan sonra Akdeniz'e ulaşır. Türkiye'nin en güney noktası Beysun mahallesi bu sınır üzerindedir. Türkiye sınırları içinde doğan Fırat ve Dicle nehirlerinin suları Suriye ve Irak'tan geçmektedir.
Bu 911 kilometrelik sınıra yapılacak duvar için 4 milyar 280 milyon liralık maliyet öngörülüyor. Bu birinci kazık..
Suriye bataklığına girildikten sonra çok sayıda Suriyeli Türkiye’ye geçtiler.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü resmi Twitter hesabından Türkiye'de 2 milyon 957 bin 454 Suriyeliolduğunu açıkladı.
Bu resmi rakama % 50 ede kaçak eklendiğinde 4 milyon 500 bin Suriyelinin aramızda dolaştığı gerçeği ortaya çıkar.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Biyometrik verilere göre 2002 yılında Türkiye'de bulunan Suriyeli sayısının ise 14 bin 237 kişi olduğu belirtildi.
Bu rakamlara göre 15 yılda 4 milyondan fazla Suriyeli sınırlarımızdan girmiş.
2014 verilerine göre 50 bin olan dilenci sayısı da bir milyona ulaşmış durumda.
5326 sayılı yasanın 33. maddesinin 1 ve 2 fıkraları dilencilikle ilgilidir.
(1)Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve el koymaya kolluk veya belediye zabıta görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir veya belediye encümeni karar verir.
Dünyada ve Türkiye’de çok büyük bir suç sektörüne dönüşen dilencilik 30 Mart 2005’de çıkarılan 5326 sayılı KABAHATLAR KANUNU ile engellenemez.
Öngörülen 50 para cezası bir dilencinin 60 dakikalık kazancıdır.
Dilencilikten kazanılan gelire ve bu yolla elde edilen mülkiyete el konulması ise fanteziden öteye geçemez.
Bunu bilen hangi dilenci kazandığı parayı kendi üstünde bankaya yatırır veya evde saklar?
Dilencilik geliriyle mülk alan da bunu kendi adına yazdırmaz.
Yasalar suçlular salak kabul edilerek çıkarılmaz.
Kaldı ki dilencilik bu konuda uzmanlaşmış çetelerce örgütlü biçimde yönetilmektedir.
İnsanı sömüren, yoksulluk görüntüsü altında dolandıranların yaptıkları da kabahat değildir.
Bu açıdan bakıldığında 5326 sayılı Kabahatler Yasası, “dilenciliği teşvik” işlevi görmektedir.
Son 25 yılda polisin dilenci çalıştıran çetelere operasyon yaptığını duymadım.
Dilencilerin aylık ortalama kazançları, 1500 TL ile 2 bin 500 TL arasında değişiyor. Ramazan ayında bu kazançlar ikiye katlıyor. Cami, türbe, mezarlık gibi dini duyguların sömürüleceği yerler, dilencilerin en gözde mekanları. Dilenciler büyük camilerin kapısında Cuma namazı çıkışı 300-350 TL topluyor. Fatih Camii, Eyüpsültan, Yeni Cami, Sultanahmet ve Süleymaniye Camii en iyi kazanç getiren camiler. Nuruosmaniye Camii ise özellikle Kapalıçarşı esnafı nedeniyle iyi kazanç kapısı.
Suriyelilerin gelmesiyle günlük kazançlar düştü ama Dilenci çeteleri Suriyelilere de el attı.
Suriyeli dilenciler ülkemize batan ikinci kazık
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye'de şu anda 2,2 milyon Suriyelinin bulunduğunu ve bu Suriyeliler için harcanan tutarın 7,6 milyar dolara ulaştığını 2015’de açıklamıştı.
Bu harcama 2017’de 10 milyar doları geçti. Bu da üçüncü kazık
Türk halkı bunu hak ediyor mu ?
|