16 Nisan’da bir halk oylaması yapılacak.
Dillerini eşek arısı sokmasını çok istediğim bir yığın zerzevat ısrar ve
“ referandum” demekte direniyorlar.
Türk olmanın ve Türkçenin neresinden zarar gördükleri kendilerine sorulsa, ne yanıt verirler.
Referandum Fransızca kökenlidir.
Bir kelimenin Türkçede net karşılığı varsa onu kullanmak millete ve geçmişe saygı gereğidir.
Bu ayrı bir konudur daha sonra üzerinde durulması gerekir.
Bu gün bir haber okudum.
Haberin içeriği özet olarak şöyle:
“Bingöl’de 15 binden fazla nüfusa sahip olan Zikte aşiretinin lideri Kazım Ataoğlu, 16 Nisan referandumunda 'evet' diyeceklerini açıkladı. Ataoğlu, "Biz Genç meydanında ne kadar çok Türk bayrağını ve evet bayrağını dalgalandırırsak bu bizim ve ilçemiz için büyük bir şan, şeref olur” diyerek, Doğu ve Güneydoğu’da aşiretlerin birbirlerine yakın durarak, referandumda evet oyu kullanacağına inandığını belirtti”
Bu aşiretin hangi yönde oy vereceği beni ilgilendirmiyor.
İnsanlar özgür iradeleriyle ve akıllarını kullanarak “evet” veya hayır diyeceklerdir.
Seçmenin kelime anlamı da bunu gerektirir.
sandığa gitmek ve seçenekler arasında birini onaylamak saygı duyulacak eylemdir.
Ben hiçbir geçerli nedeni olmadan oy vermeye gitmeyenlere asla saygı duymam.
Bunlar birer haindirler.
Özet olarak yazdığım haberde dikkati çeken evet oyu vermek için alınan
“aşiret kararıdır”.
Hangi çağda yaşıyoruz...?
Aşiret nedir? Aşiret lideri nedir?
Daha sonra aldığım haberlerde de Güneydoğu’daki diğer bazı aşiretlerin de evet oyu vereceklerini gördüm.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde böyle bir ortaçağ oluşumunun yaşamasına nasıl izin verilir?
Seçim bireyin özgür iradesiyle katıldığı bir eylemdir.
Güneydoğudaki aşiretlerde oylama için karar falan alınıyor denmesi çifte kuyruklu bir yalandır.
Toplumu salak yerine koyan bir kandırmacadır.
Aşiretlerde , aşiret reisi kendisinin ve ailesinin çıkarına en uygun kararı alır ve bunu buyruk olarak aşiretine bildirir.
Aşiret üyeleri de kuzu kuzu gidip o doğrultuda oylarını verirler..
Bunu adı seçim değildir, demokrasi hiç değildir.
Cumhuriyetin kurulduğu yıl doğanlar cumhuriyet çocuklarıdır.
1960’lı yıllarda devlet yönetiminde görev almaya başladılar.
İnce ince darbe planları yapacaklarına, seçimle geldikleri yerlerden gitmemek için çabalayacaklarına çağdaş bir toplum yaratmak için planlar yapsaydılar, orta çağ kalıntısı aşiretler bugün kitleler üzerinde söz sahibi olamazlardı.
Cumhuriyet çocukları öylesine başarısızlardır ki, günümüzde Türkiye emperyalistlerin oyun hamuruna dönmüştür.
Sağcısıyla, solcusuyla, liberaliyle vatanı, milleti, bayrağı ayrıntı görenler gelecek nesiller için sadece birer utanç sembolü olacaklardır.
16 Nisan 2017 Cumhuriyet çocuklarının son sınavıdır.
Ya HAYIR deyip geçecekler ve yeni bir dünyanın kapısını açacaklar, ya da EVET deyip sınıfta kalacaklar ve geçmişle birlikte geleceğe de veda edeceklerdir.
Övünün ya da utanın cumhuriyet çocukları..
Mühür sizde…
|