Bilgelik bir insanın varabileceği en üst oluşumdur.
Tüm makam ve memuriyetlerin sonu hiçlik ya da “eski”liktir.
Cumhurbaşkanlığı en yüksek makamdır.
“Abdullah Gül” eski cumhurbaşkanıdır.
Bilgelikse eskimez.
Geçen yıllar bilgeliğin mayasıdır.
Yıllarını yaşamın gizemlerine ve gerçeklerine adamış bir bilgeye sormuşlar.
- Dünyada en çok kimi seversiniz ?
-Terzimi severim, diye yanıt vermiş.
Soruyu yöneltenler şaşırmışlar ve yeniden sormuşlar :
- Aman üstat dünyada sevecek o kadar çok insan varken neden terzi ?
Bizimle eğleniyor musunuz ?
Bilge bu soru karşısında önce gülümsemiş, sonra yanıt vermiş.
- İkinciden başlayayım. Bir insanın başka bir insanla eğlenmesi onu insanlıktan uzaklaştırır.
İnsanın değeri konumuna göre değil insanlığına göredir.
Ben terzimi çok severim.
Çünkü ona her gittiğimde benim ölçümü yeniden alır.
Ama diğerleri öyle değildir.
Bir kez benim hakkımda karar verirler. Ölünceye kadar da beni hep aynı gözle görürler.
Bu öyküyü okuduktan sonra neden 48 yıldır aynı terziye gittiğimi anladım.
Hayatımızda bunun gibi farkında olmadan yaptığımız yüzlerce eylem vardır.
Bir gün olsun üzerlerinde düşünmeyiz.
Düşünebilseydik bize de “bilge” derlerdi.
-Nasıl doğru kararlar alabiliyorsun, diye sormuşlar bilgeye.
- Deneyimlerini kullanıyorum, demiş
- Deneyimlerini nasıl kazandın, diye sormuşlar.
- Hayatım boyunca yaptığım hatalarımla, diye yanıt vermiş.
Hatalar olmasaydı doğrular bulunmazdı.
Hata yapanları eleştirmekle onları uyarırız ama yargılarsak kaybederiz.
-Dünyada en güzel şey nedir, diye sormuşlar bilgeye.
Hiç düşünmeden :
- Sevmek, demiş
- Ya ondan sonra ?
- Elbette sevilmek, demiş.
- Neden sevmek sevilmekten önce geliyor, diye sormuşlar
- İnsan sevdiğini sevildiğinden daha iyi bilir .
Sevmekle inancın, sevilmekle kuşkunun iç içe olması boşuna değildir.
Bilgeye demişler ki :
- Bize hiç unutamayacağımız bir öğüt ver.
-Ben söylerim unutup unutmamak sizin bileceğiniz iş.
-Sen gülerken yanındakiler de güler.
Gülmek kolay ve zahmetsizdir.
Ama ağlarken yalnız ağlarsın.
Göz yaşlarını silecek el bulunmaz.
Onun için öyle bir ağaca yaslan ki, asla yıkılmasın.
Öyle bir dost edin ki, seni asla bırakmasın
Öyle sev ki yüreğinden kimse ayırmasın.
Sevildiğini anladığında kuşkuyu bir yana bırak.
İnsanları yargılayarak sevgiye ulaşamazsın.
Bilge kendini dinleyenlere bakmış.
- Beni yordunuz demiş. Umarım buna değer.
Buradan ayrılırken yanınızda bir şeyler götürün.
|