Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?
Değerli arkadaşlarımız ölüyor ve haberimiz olmuyor ya da çok geç öğreniyoruz.
Çok katlı yapılar önce komşuluğu öldürdü sonra da insanlığı.
Medeniyet ve teknolojide el birliği ile bu yangına benzin döküyorlar.
Geriye dönük 75 yıla baktığımda her geçen yılın bir öncekini arattığını görmenin kırıklığını yaşıyorum. 3 temmuz Pazartesi günü internette arkadaşların sayfalarına bakarken eskimeyen dostum Engin Uç’un paylaştığını okuyunca donup kaldım.
Engin değerli bir arkadaşımızın ölümünü yazmıştı.
“Birer birer eksiliyoruz. Çok sevdiğim gazeteci arkadaşım Erdoğan Başer’i kaybettim.
Mesleğine aşık, iş başında gergin ve mükemmeliyetçi bir yapıdaydı.
Zor haber bir günde gelir, imkansız haber biraz zaman alırdı.
İmkansızları gerçekleştirdiğinde daha bir saygın, daha bir kendinden emin olurdu.
1980 yılında basın mesleğinden koptuktan sonra pek çok arkadaşımla irtibatım kesildi, ama Erdoğan’la bir ömür boyu süren dostluğum oldu.
Düzeltmenlikle başladı yazı işleri müdürlüğüne kadar yükseldi. En son Maliye Bakanlığında basın danışmanlığı yapmıştı. Mekanı cennet olur inşallah.
Kederli Ailesine, eşi ve biricik kızına; kız kardeşi Aynur’a sabırlar diliyorum”.
Bu üzücü haberi tam da Erdoğan Başer’i aradığım sırada görmek beni daha çok etkiledi.
İkimiz de Dünya Gazeteciler Derneği üyesiydik ve uzun süredir rahatsızdık.
Birileri Tayyip Erdoğan’a bakıp onun gibi olmaya özeniyor.
Oysa bilemezler ki Erdoğan’ın kullandığı tuvalet kağıdı bile olamazlar.
Erdoğan Başer’e dernekle ilişkimi kestiğimi söyleyecektim çünkü ayrılırken haber vermemi istemişti. Oysa çok farklı biçimde ayrılmış ve benim herim olmamış.
Ülkede yaşayan çok sayıda asalak ve alçak varken Erdoğan Başer’in ölmesini içime sindiremedim.
Değerli arkadaşımı tanıtarak son görevimi yapmak istiyorum:
Çeşitli gazetelerde muhabir ve yönetici olarak çalıştı. On beş yılı doldurduktan sonra Basın Kontenjanından; Ankara’da yeni eğitime açılan “Siyasal Bilgiler Fakültesine bağlı, Basın Yayın Yüksek Okulu, Halkla ilişkiler ve Gazetecilik bölümünden mezun oldu.
Öğrenimi döneminde basın alanında Zafer, Vatan, Hür Anadolu, Anayurt, Milliyet, A.Ajansı gibi gazetelerde yöneticilik ve temsilciliklerde bulundu.
Ankara’da gazetecilik mesleğini sürdürürken Orman Bakanlığı Müşavirliğine atandı.
Hükümet değişikliğinde Ulaştırma Bakanlığı Bakan Müşavirliğine getirildi.
Bu arada; Yedek subaylık için görevinden ayrıldı, Milli Savunma Bakanlığı Basın Müdürlüğüne getirildi.
Yedek Subaylığının ardından Gümrük Tekel Bakanlığı Basın Müşavirliğine atandı
Bakanlıklarda , TBMM’si temsilciklerinde, Bakanların özel danışmanlıklarında bulundu.
Halen 25 yıldan beri yayınını sürdüren HUZUR adlı gazetenin Genel Yayın Müdürlüğünü yapmaktadır. Birkaç dernekte basın üyeliği, Şehit Polis Aileleri Derneği‘nin Ankara ve İzmir onursal üyesi. Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve Parlamento Muhabirleri Derneği üyesidir.
Maliye Bakanlığı ve Gümrük Tekel Bakanlığı’nın birleştirilmesiyle Gümrük Bakan
Danışmanlığı ve Basın Müşavirliği görevlerini, Maliye Bakanlığı bünyesinde sürdürdü. Ayrıca Maliye Bakanlığı adına Türkiye Büyük Millet Meclisinde Müşavir alarak hizmet sundu. Gümrüklerde “ Halkla İlişkiler Konusunda” eğitim seminerleri verdi.
Gazetecilik mesleğindeki hizmetlerinden dolayı, Şeref Basın Kartı sahibidir.
Değerli arkadaşım Erdoğan Başer nurlar içinde yeni dünyasında bizleri beklesin.
Bizim de sıramız neredeyse gelmek üzeredir.
Tüm yakınlarına ve dostlarına sabır dilerim. Onu tanımaktan ve arkadaşı olmaktan her zaman onur duyacağım.
|