15 Temmuz isyanı iyi anlaşılmaz ve anlatılmazsa bunun sıkıntısını hep birlikte çekeriz.
Hatalar, yanlışlar, ihanetler, aymazlıklar üst üste gelince olayların nereye varacağı ve nerede duracağı bilinmez.
15 Temmuz kalkışması yıllardır bu ülkede yerleşen paralel yapı denilen çetenin eylemi ise bunun sorumluluğu sadece AKP’nin değildir.
Fethullah Gülen’in yaptıkları köşe yazılarında ve kitaplarda çok kez anlatılmıştır.
Zübeyir Kındıra “ Fethullah’ın copları” kitabını 2002’de yayımladı.
Fetoculuğun polis içindeki yapılanmasının tüm açıklığı ile anlatıldığı bu kitap dikkate alınmadı.
Fethullah Gülen’in baş yaveri Nurettin Veren ve Fethulllahçı örgütün polis
içindeki yapılanmasına engel olmaya çalışırken meslekten atılan emniyet Müdür Adil Serdar Saçan’ın 2006’da televizyonlardaki açıklamaları da savsaklandı.
Bu kadar çatlak su kaçırmaz diye düşünenler, hatta o çatlaktan sızan sudan yarar sağlamaya çalışanlar 15 Temmuz kalkışmasının alt yapısını hazırladılar..
Bu programlarda söylenenlerin konusu solcular olsaydı, ülkenin tüm savcıları ve polis birimleri çoktan solcu avına çıkmışlar, toplu tutuklamalar başlamıştı.
10 yıldır o solcular cezaevinde çile dolduruyordu.
Ülkeyi solcular ele geçirmeye çalışırsa tehlikeli görülüyor ama dinci bir örgüt aynı yolda çalışmalar yaparsa devletin savunma refleksi birden felç oluveriyor.
Kanal Türk’de saatlerce tartışılan, savcıların da göreve çağırıldığı VEREN ve SAÇAN'ın söylediklerini anımsatalım:
* Emniyetin %80 i Fethullahçılar tarafından ele geçirilmiştir.
* Okullarını bitiren genç teğmenler kılıçlarını Gülen'e hediye etmişler ve bunlar yakın
zamana kadar sergilenmiştir.
* 1978 de sınıf komiserleri polis koleji öğrencilerini IŞIK EVLERİNE götürdüler.
* Artık polis koleji öğrencileri ışık evlerine götürülmüyor. Çünkü polis kolejleri birer “IŞIK
EVİ” haline dönüştü.
*Gülen Okulları, resmi okullardan öğrenci önermelerini istiyor.Öğrenci önermeyenler
ciddi idari baskılarla karşılaşıyorlar.
* Türkiye'de resmi kurumlar en az %40 oranında Gülen örgütü tarafından ele geçirilmiş
durumdalar.
* Emniyet üst düzey yöneticileri Gülen'in denetimindedir.
*Halen istihbarat daire başkanlığını yapan müdür Gülen cemaatindendir.
* Cami tümüne yakın biçimde Fethullah Gülen tarafında ele geçirilmiştir.
Bunlar çok ciddi suçlamalardır. Nedense tüm bu söylenenlere kulak tıkanmıştır.
20 Şubat 2009 tarihli Anayurt Gazetesinde “CUMHURİYET SAVCILARI NEREDESİNİZ”
başlıklı yazımda savcıları uyardım.
Yazım şöyle son buluyordu.:
“ Nerede emekli orgeneralleri göz altına aldıran, tutuklattıran savcılar ?
Nerede bu tutuklamaları yapan yargıçlar ?
Yoksa Fethullah Gülen’in ele geçirdiği başka kurumlarda mı var?
Emekli ve çalışan subaylar, profesörler, gazeteciler, sivil toplum örgütlerinin başkanları, sendikacılar,polisler, yazarlar uyduruk örgüt şemaları gerekçe gösterilerek darbecilikle suçlanarak tutuklanıyorlar.
Fethullah Gülen’in kendi sesinden “ele geçirme” planlarını duymayan kalmadı.
Cumhuriyet Savcıları…. Adınızın başındaki “cumhuriyet” kelimesinin hakkını verin.
Gösterin kendinizi, tam zamanıdır. “ Ben bunları yazdığımda savcılar da olayın içindeymiş.
Benim ki de saflık işte…Ananı dağa kaldıran kadı..Ben de kadıya baş vuruyorum.
Nurettin Veren ve Adil Serdar Saçan’ın programı 11 yıl önce yapılmıştı.
Ben bu yazıyı 7 yıl önce yazmışım. Özetlersek 15 Temmuz kanlı kalkışması birkaç günde oluşmadı. AKP’nin bu konuda hataları vardır ama tümü onlara ait değildir.
Herkes payına düşen hesabı ödemelidir.
|