Türk dünyasına Kazakistan öncülük etmelidir diye yazdığımda yoğun tepkiler geldi.
Bir yanlışı sürekli yineliyoruz.
Kaşımızdakilere ne yapacağımızı düşünürken onların bize ne yapacağını sürekli göz ardı ediyoruz.
Türkiye Kazakistan ilişkilerinde, Türkiye’nin takınmış olduğu “ağır ağabey” tavrı 20 yılın boşuna geçmesine neden olmuştur.
Kaç kez yazdım anımsamıyorum. Kazakistan bizim “ata yurdumuzdur” .
Fakat nedense ata yurdumuzu yakından tanımak için çaba gösterilmiyor.
Kazakistan, küresel bir barış amaçlayan aracı ve ayarlamalarla giderek dünyada vazgeçilmez pozisyon ele geçirme yolunda ilerliyor.
Bu ülke tarafından önerilen bazı girişimlerin, uluslararası ilişkilerde gerçek ve etkili bir güç haline gelebilmesi için, tüm ön koşullar bulunmaktadır.
Unutmamak gerekir ki, başlangıçta bunlar nükleer silahların, terörizmin ve aşırılığın yayılmasına karşı mücadele amaçlı projelerdi.
SCO, CSTO, CICA ve EAEC gibi bir dizi büyük bölgesel dernekler 1990'lı yıllarda Kazakistan tarafından önerildi.
Dünya Geleneksel Dinler Lideri Kongresi'ni başlatan tek ülke, Kazakistan oldu.
Bundan sonra, ülke AGİT'te çalışmaya öncülük etti ve hatta bir düzineden fazla önde gelen ülkenin liderlerinin aynı masada toplanmasını sağlayarak, örgütün bir zirvesinidüzenledi.
Ülkenin küresel gelişme alanındaki mevcut girişimleri, dünya toplumunda dikkat çekiyor. Kazakistan, bu yıl üç önemli konuda aynı anda çalışıyor:
BM Güvenlik Konseyi'ne daimi üyelerinden biri olarak katılıyor. Suriye barış görüşmelerinin bir platformunu ve Sovyet sonrası ilk kez EXPO-2017 Uluslararası İhtisas Fuarını düzenlemektedir.
Kuşkusuz, bu ülkenin istikrarı ve etkili liderliği, sürdürülebilir küresel kalkınma için modern bir gündemin oluşturulmasına bağlıdır.
Uluslararası güvenliğin sağlanması için reçetelerin geliştirilmesine de aktif olarak katkıda bulunmaktadır.
Ancak Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev amaca ulaştıktan sonra, bir yerde durmayı düşünmemektedir.
Başlıca çağdaş tehditlerin ve zorlukların doğasını dikkate alarak Astana’da , gezegenimizin geleceği hakkında ortaklaşa bir diyalog gerçekleştirilmesini önermektedir.
Küresel diyalog mekanizması biçiminde, "G8" ve "G20" gibi dar formatlardan farklı olarak,
ilgilenen tüm ulusların varlığının temsil edildiği en geniş kapsamlı "G-Global" platformu oluşturma hedef olarak konulmuştur.
G-Global yalnızca bir diyalog platformunun arkasındaki hükümet temsilcilerini değil, aynı zamanda herhangi bir ülkenin veya uluslararası kuruluşun bilimsel uzmanlığının yanı sıra uzmanlarını da kapsamına almaktadır.
Bu iletişimsel platform üzerindeki etkileşim, aşağıdaki beş ana ilkeye dayanarak yürütülür: -Devrimci değil, evrimsel bir şekilde gelişme.
Ülkelerin lider ve ikincil olarak ayrılmasını reddetmek.
Küresel tolerans ilkesine bağlık olmak.
Karşılıklı güven
Çok kutuplu bir dünya kurulması.
Bunlar, modern dünyada kabul gören kurallardır.
Kazakistan, 22. yüzyıla hazırlanırken, geniş kapsamlı bir vizyonla bunu yapmaktadır.
Devlet Başkanı Nursultan Nazabayev’in Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte bu konudaki çalışmaları elbette elde edilen başarılarda etkili olmuştur.
Bağımsızlığın ilan edildiği 1991 yılından beri küçük, basit ama ülkenin huzurunu bozacak tartışmalar yerine Kazakistan’ın geleceği planlandığından küresel platformda saygın ve sözü dinlenen bir devlet yapısı ortaya çıkmıştır.
Kazakistan’ın gelecek yüz yıllara uzananacak başarısında laik yapıdan ödün verilmemesi de
en dikkat çekici durumlardan birisidir.
|