Bayramlarda ve önemli sayılan günlerde , günün anlam ve önemini belirten yazıların kervanına katılmaktan hoşlanmam.
Bu yılda Cumhuriyet Bayramı ile ilgili yazmadım.
Yazsam ne olacak ki, Melih Gökçek’in belediye kapısının önüne koması gibi önemli bir konu varken yazdığımı kim okuyacak ki.
29 Ekim geride kaldığına göre şimdi bazı gözlemlerimi yazabilirim.
Tüm medyamızın ortak yayını ile öğrendik ki, Cumhuriyet bayramı coşkuyla kutlanmış.
Bunu çoluk çocuğa yutturabilirler ama benim yaşımdakiler yemezler.
Cumhuriyet bayramı büyük coşkuyla falan kutlanmadı, sadece kutlandı.
Devlet destekli, ayıp olmasın diye yapılan, heyecansız, coşkusuz, halkın ilgilenmediği kutlamalar yapıldı.
Meydanları dolduran halk ise kendiliğinden harekete geçti.
Coşkulu kutlamaları bizler yaşadık.
Törenler, iğne atsan yere düşmez denilen kadar kalabalıklar, geceleri fener alayları
ile her yıl cumhuriyet yeniden kuruluyormuş gibi heyecanlar yaşardık.
Yıllar geçtikçe heyecanlar azalmaya, coşkular sönmeye başladı.
Bugün artık devlet de cumhuriyet kutlamalarını sıradanlaştırdı.
Gelir düzeyinin sürekli gerilemesi, yoksulluğun tüm değerlerin yıpranmasına yol açması, cumhuriyeti yıllardır içlerine sindiremeyen saltanat köpeklerinin çabaları da göz ardı edilmemelidir.
Bir önemli yanlış ise, törenlerin niteliğindeydi.
Kutlanan cumhuriyet bayramıydı, oysa kutlanması gereken cumhuriyettir.
Halkın KULLUKTAN yurttaşlığa geçişi anlamına gelen bir büyük olay tek günde savsaklandı. Cumhuriyet büyük bir devrimdir..
29 Ekim Cumhuriyetin kuruluşundan öte, kişiye ve hanedana dayanmayan ilk Türk devletinin doğum günüdür.
Sonsuzluğa akıp gidecek yıllar içinde asla unutulmaması ve önemini yitirmemesi gereken bir tarihtir, bir bayramdır.
Takvimdeki haftalara baktığımızda, çok sayıda günün haftaya yayıldığını görürüz.
Fakat nedense cumhuriyet kutlamaları tek günde başlar ve biter..
Oysa Türkiye'nin her köşesinde insanlar cumhuriyete bağlılıklarını gösteren eylemlerde bulunmalıydılar ve bunlar bir haftaya yayılmalıydı.
Seçimlerde oy kullanmaya gitmek yerine piknikte mangal yapmaya gidenler, yaktıkları mangalın bile cumhuriyetin bir armağanı olduğunu bilmiyorlar.
Sorarsanız hepsi katışıksız cumhuriyetçi...
Cumhuriyet hızla 100 yaşına yaklaşıyor.
Söylemlere bakarsak, 29 Ekim en büyük milli bayramımız sayılıyor.
Türkiye'nin dünya üzerindeki varlığının onaylanması sayılan bu tarihi olayın tek güne sığdırılan etkinliklerle kutlanıyor gibi yapılmasına son verilmelidir.
Cumhuriyet bayramı gelecek yıldan başlamak üzere artık CUMHURİYET HAFTASI olarak kutlama takvimine alınmalıdır.
Yurdumuzun ulusumuzla bütünleşmesi, kulluktan yurttaşlığa geçişimiz, yasaların bireysel iradelerin üzerine çıkması, demokrasinin topallayarak da olsa yürümeye çalışması 29 ekimde başlamıştır.
Kurulan yeni devlet, çok sayıda ulusun da uyanışının ateşini yakmıştır.
Cumhuriyeti, bayrağımızı, ülkemizi, ulusumuzu ,Atatürk'ü gerçekten seviyor, cumhuriyetin sonsuza kadar yaşamasını istiyorsak, 29 Ekim'e gerekli önem ve değer verilmelidir.
Bizde işler kaplumbağa hızı ile yürüdüğünden bir yıl önceden önerdim ki, gelecek yıla kadar CUMHURİYET HAFTASI etkinlikleri ancak düzenlenebilir.
Bu ülkede kimsenin cumhuriyetle sorunu olmamalıdır.
Cumhuriyet evimizin mutfağındaki musluktan akan su gibidir.
İnsan gibi yaşamamız için sürekli akması gereklidir.
Cumhuriyete içeriği ile sahip çıkılmalıdır.
|