Övgü ile sövgü arasında “S” harfi vardır.
“Çok iyi bir iş çıkardınız, elleriniz dert görmesin “ demek varken “ ben sizin yaptığınız işin….” diye başlayan bir cümle kurmayı kimse istemez.
Sövmek güzel bir davranış değildir ama bazen insanın sigortasını attırıyorlar.,
Tel bulup da bağlayana kadar da ağzına geleni söylemek insanı rahatlatıyor.
İnsan ufak tefek aksaklıklara aldırmıyor ama argodaki çok sevdiğim deyimle “keriz” yerine konmaktan hiç hoşlanmıyor. Başkalarını bilemem ama benim sigortalarım yanıyor.
Eğer bu güne kadar birilerinin bir yerlerini kırmadıysam bu kendimi düşündüğümden değildir.
Bir de insanı çıldırtan ornanize kerizleme” var ki, çoğumuz bunu fark etmiyoruz.
Son bir haftada üç kez başıma gelince yazma gereğini duydum.
İlk bakışta basit gibi görünse de , biraz düşünüldüğünde çok onur kırıcı bir durum.
Şimdi birileri diyecek ki “ senden başka bunu gören yok mu? “ Olmaz olur mu..
Bana yapılan herkese uygulanıyor ama “zaman” bizim toplumda çok önemsiz ve oldukça ucuz olduğundan kimse tepki göstermiyor.
Çok uzatmadan konuya geleyim.
Pazartesi kargo gelecekti.
Sabahtan telefona mesaj yollamışlar. “ kargonuz var. Yola çıktı gün içinde size teslim edilecektir”
Tüm işlerimi erteledim ve oturdum pencerenin önünde bekledim.
Saat 16.43’de kargo geldi. Teslim aldım.
Günüm öldü. O saatten sonra kedimle saklanbaç oynadık.
Çarşamba günü sabah 9.00’da telefonla içme suyu istedim.
Telefondaki ses “ gün içinde suyunuz adresinize teslim edilecektir” dedi.
Saat 15.50’de su geldi.
O gün de öldü. Bereket evde kedi var, bir şeyler yapıyor ve kızgınlığım geçiyor.
Cuma günü PTT’den kayıtlı posta için uyarı yaptılar.
Sabah 8.48’de gelen mesajda “ gün içinde kayıtlı postanın teslim edileceği” bildirildi.
Saat 15.00’de kayıtlı posta geldi.
Gerisini yazmıyorum. Sinirlendiğimi gören kedim kucağıma gelip uyudu da sakinleştim.
Hepsi bu kadar da değil.
Mağazanın birinden kitaplık ve küçük bir halı aldım.
“Servisimiz var, eşyanızı yarın depodan alıp gün içinde size teslim edecekler” dediklerinde neredeyse olmadık bir şey söyleyecektim ama kendimi tuttum.
İçimden kurduğum “ ben sizin gün içinde gelmişinizi, geçmişinizi “ diye başlayan cümle ağzımdan çıkmadı. O anda aklıma şu ünlü deyiş geldi:
“ Konuşacaklarınız ağzınızdan çıkana kadar sisiz esirinizdir. Ağzınızdan çıktıktan sonra siz onların esiri olursunuz”
Aldığım eşya ertesi gün gün içinde saat 16.50’de getirildi.
Bu işleri planlamak bu kadar mı zor.?
Her semtte kargo , PTT şubesi var. Mağazalar var…
O gün kime ne gelecekse herkese aynı cümle yollanıyor.
“Gün içinde teslim edilecektir”
Oysa konu o kadar basit ki:
Dağıtılacaklar sayılır, bölgeler ayrılır ve bana şöyle bir mesaj yollanır.
“ Kargonuz saat 11.00 ile 13.00 arasında teslim edilecektir.
Ben de diğer zamanımı değelendirir taslim saatinde evde olurum.
Ama bu zahmete girmezler çünkü halk onların oyuncağıdır.
Toplumdan tepki gelmeyince herkes “ gün içindeki saati” bekliyor.
Ben de bekliyorum ama içimden de “ gün içinde ben sizin” diye başlayan cümleleri kuruyorum.
İşte bu “gün içinde geleceğiz” sözü insanların keriz yerine konulmasıdır ve organize bir kerizlemedir. Çünkü hizmet getirecek her kurum bu rezil cümleyi kullanıyor.
Yok mu buna dur diyebilecek makam..
İlle de başladığımız cümleyi bitirip seslendirmemiz mi gerekiyor?
|