Bayanlar, hanımlar, kadınlar, karılar, avratlar, kaşık düşmanları, can yoldaşları, sırtında dünyayı taşıyanlar.
Kendilerinden çok başkaları için yaşayanlar.
Gözlerine, saçlarına, yürüyüşlerine, gülüşlerine, göz yaşlarına, kahkahalarına, ellerine, ayaklarına şiirler yazılıp, şarkılar bestelenenler.
Penceresinde cam olmadığı için soğuktan donarak ölen 40 günlük bebeklerin bulunduğu, annelerin sıcak bir odada ısındıklarını ancak rüyalarında görebildikleri bir ülkede, evlerindedizi filmler ile göz yaşı döken kadınlar için yazacak kelime bulamıyorum.
Fakat bir önerim olacak: Aynanın karşısına geçip aynaya tükürsünler…
Sizlere karşı her zaman ölçülü ve saygılı davrandım.
Türkiye’de kızlı-erkekli orta ve lise öğreniminin ilk başladığı Eyüp Lisesi’nde kızlarla aynı sınıfta bazen de aynı sırada oturdum.
Karma öğrenimi şimdiki Başbakan’ın örnek aldığını övünerek söylediği Demokrat Parti ve Adnan Menderes başlatmıştı.
Biz karşı cinsi uzaktan izlemedik, onlarla aynı sıralarda oturduk.
İşte bu nedenle yazacaklarımı sakın yadırgamayın.
Ey kadınlar !..
Bu ülkede ne kadar büyük sorun olduğunuzun farkında mısınız?
Türbanınız yıllarca tartışıldı. Sonun da bu prangayı taktınız ve özgür olduğunuza inandırıldınız.
Bu ülkede her şeyiniz sorun yapıldı.
Mini eteğinize yobazlar kızdılar.
Kotunuzla montunuza sapıklar taktılar.
Makyajınıza gericiler karşı çıktılar.
Şoförlüğünüze erkekler bozuldular.
Erkeklerle aynı ortamda oluşunuza magandalar baş kaldırdılar.
Hamileliğinizi göstermenize beyinsizler tepki gösterdiler.
Okumanıza ve meslek sahibi olmanıza içlerine sindiremeyen dallamalar karılarını, kızlarını hastaneye götürdüklerinde “kadın doktor” isteme öküzlüğünü gösterdiler.
Bu yazıyı okuduktan sonra gözlerinizi kapatıp birkaç dakika düşünün.
Siz bu ülkede gerçekten sorun oluyor musunuz?
Eğer sorun olduğunuzu düşünüyorsanız susun ve kırın dizinizi oturun oturduğunuz yerde.
Önünüze konulan yiyecekle doyun, giymeniz için verilen çulla yetinin.
Kapayın çenenizi de sizden rahatsız olanlar rahatlasın.
Sorun sizde değil de AKP’de ise Tanrı’nın size verdiği o eşsiz yaratıcılığı kullanın.
Önce sesiniz çıksın, öylesine çıksın ki, çevrenizde uluyan çakalların sesleri duyulmaz olsun.
Zahmet olacak, keyfiniz bozulacak ama sizleri uyutmak, kandırmak, oyalamak, aptal yerine koymak üzere her karesi özenle hazırlanmış sözde kadın programlarını izlemeyi bırakın.
Elinizin hamuruyla erkeklerin işlerine çoktan karıştınız. Güzel de yaptınız..
Bir çok iş ve meslek size daha çok yakışıyor.
O güzel, zarif, yaratıcı, güçlü ve usta ellerinizle ülke sorunlarına da karışsanız, hem kendiniz hem de ülke için çok hayırlı olacak.
Ülke işlerine karışıp ağırlığınızı da koymazsanız hayatınız karabasana dönüşecek.
Sokağa çıkamayacaksınız.
Okula gidemeyeceksiniz.
Araç kullanamayacaksınız.
Üzerinize gelecek kumalara ses çıkaramayacağınız gibi iyi davranmak zorunda kalacaksınız.
Eğer ters davranırsanız kendinizi kapının dışında bulacaksınız.
Siz televizyon dizisinde rol gereği geberen artist için göz yaşı dökerken onlarca kadın yollarda, evlerinin önünde veya evlerinde dayak yemeye, öldürülmeye devam edecek.
Bu ülkede 24 milyon oy alan parti tek başına iktidar oluyor ve 41 milyon kadın var.
Son yıllarda kadınlar sürekli aşağılanıyorlar.
Bir tanesini ben yazayım gerisini siz bulun.
Kadınların ne giyeceğine erkeklerin karar vermesi en büyük aşağılamadır.
Ülkenin işine karışmaz ve susarsanız aşağılanmaya devam edileceksiniz.
Sustukça aşağılanmak, aşağılandıkça susmak….
Ey kadınlar!… Bu durum içinize siniyor mu?...
|