Üyesi olmaktan büyük onur duyduğum Uluslar arası Af Örgütü dünyadaki hak ihlallerini titizlikle irdeliyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün “2017’den 2018’e Dünyada İnsan Haklarının Durumu” başlıklı yıllık raporu yayımladı. Rapor, 2017 yılında dünyada nefret dolu ve ötekileştiren söylemlerin arttığına ve ayrımcılığı normalleştirdiğine dikkat çekiyor.
159 ülkedeki insan haklarına dair yıllık bir değerlendirme sunan raporda lider ve politikacıların belirli grupları kimlikleri nedeniyle şeytanlaştırma eğiliminin giderek yaygınlaştığı ve yıkıcı sonuçlara yol açtığı belirtiliyor. Buna karşılık sosyal adalet için ilk kez harekete geçenler ile deneyimli aktivistlerin oluşturduğu ve giderek büyüyen hareketin, baskıya doğru kayan çizginin tersine çevrilmesi yönünde umut verdiği ifade ediliyor.
Rapora dair değerlendirmede bulunan Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty “Geçtiğimiz yıl dünya krizlere gömüldü; önde gelen liderler bize nefret ve korkudan gözleri kararmış, kabus gibi bir toplum vizyonu sundu. Bu durum karanlığı destekleyenleri cesaretlendirdi ancak çok daha fazla insana da daha umutlu bir gelecek için mücadele etme ilhamı verdi” dedi.
Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara karşı yürüttüğü etnik temizliğe dikkat çeken Shetty, “Toplumun azınlıklardan nefret etmeye, korkmaya ve suçlamaya teşvik edilmesinin nihai sonuçlarını Myanmar’da ordunun Arakanlılara yönelik yürüttüğü dehşet verici etnik temizlik harekatıyla açıkça gördük” değerlendirmesinde bulundu. Rapor, sınırdaki polislerle işbirliği yapan Myanmar ordusunun, belirlenemeyen sayıda Arakan’lı Müslümanı öldürdüğü; onlara işkence yaptığı, kadın ve kız çocuklarına cinsel şiddet uyguladığını, yaşadıkları yerlere mayın döşediğini ve köylerini yaktığını belirtiyor.
Myanmar’dan Irak’a, Güney Sudan’dan Suriye’ye ve Yemen’e kadar birçok ülkede insanlığa karşı suç işlendiğini belirten Shetty, savaş suçlarına verilen zayıf tepkiye dikkat çekti. Rapor, 2017 sonunda Suriye’deki çatışmalarda ölen sayısının 400 bini aştığını ve 11 milyon Suriyelinin ise ülke içinde ve dışında yerinden edildiğini belirtiyor.
Uluslararası Af Örgütü, mülteci krizinin bu yıl da öne çıkan konular arasında yer aldığını, Avrupa Birliği’nin (AB) Libya ve Türkiye’yle imzaladığı geri gönderme anlaşmaları nedeniyle AB’ye geçen mülteci ve göçmen sayısının düştüğünü kaydetti.
Yunan adalarının mülteci ve göçmenler için fiilen bir hapishaneye dönüştüğü ifade edilen raporda, yaklaşık 13 bin sığınmacının yetersiz koşullarda kamplarda bekletilddiği belirtildi. Ayrıca AB devletlerinin Libya’da mülteci ve göçmenlere yönelik, işkence ve gasp da dahil olmak üzere, hak ihlallerinden sorumlu aktörlerle işbirliği yapması eleştirildi.
Af Örgütü’nün yayımladığı rapora göre 2017’de yüzlerce aktivist öldürüldü, medya susturulmaya çalışıldı ve devletler utanmadan insan hakları savunucularının peşine düştü.
En yüksek sayıda gazetecinin hapiste olduğu ülkeler Türkiye, Mısır ve Nobel ödüllü yazar Liu Xiaobo’yu muhalefet nedeniyle hapse atan Çin’di. Shetty, “Hükümetler, insan hakları aktivistlerini bastırabileceklerini sanıyor ama bizler susturulmayı reddediyoruz. Efsanevi Çinli aktivist Liu Xiabo’nun bize öğrettiği bir şey varsa o da tam da imkansız göründüğü zaman hakikatleri tüm gücümüzle söylememiz gerektiğidir” dedi.
Mısır’da insan hakları çalışmaları benzeri görülmemiş bir biçimde engellendi, STK’ların kapatıldığı, malvarlıklarının dondurulduğu ve hükümet izni olmadan araştırma yayımlanmasına beş yıl hapis cezası getirildi. İran’da ifade özgürlüğü, toplanma ve barışçıl gösteri hakkının yanı sıra düşünce ve ifade özgürlüğü ağır biçimde kısıtlandı. 2017’de de İran’da sistematik olarak adil olmayan yargılamalar ve işkence devam etti.
Raporda, İsrail’in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria’da yerleşimlerini genişlettiği ve Filistinlilerin hareket özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtladığına dikkat çekildi. Yemen’de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun gelişigüzel saldırılara devam etti, bu saldırılarda sivillerin öldürüldü ve yaralandı. 28 milyonluk Yemen’de nüfusun dörtte üçünün yardıma muhtaç olduğu ve dünyanın en kötü insani krizine dönüştüğü bildirildi.
Af Örgütü Kıdemli Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, Türkiye’de devam eden olağanüstü halin insan hakları ihlallerine zemin oluşturduğunu ve sivil toplum üzerindeki baskının arttığını söyledi. 2017’de muhalifler acımasızca bastırıldı; gazeteciler, aktivistler, akademisyenler, avukatlar ve insan hakları savunucuları tutuklandı, mahkum edildi, medyada hedef gösterildi ve KHK’larla dernekler kapatıldı.
Yargıda devam eden şiddetli baskıya vurgu yapan Gardner, keyfi ve uzun tutuklamaların yanı sıra adil yargılanma hakkı ihlallerinin rutin olarak devam ettiğini belirtti. Ayrıca hakim ve savcıların, kolluk mensuplarının gerçekleştirdiği iddia edilen hak ihlallerinin soruşturulması ve yargılanması konusunda artan isteksizliğine dikkat çekti.
Af örgütünün son raporu insan hakları konusunda insanların canavarlaştığının bir kanıtı olarak tarihe geçti.
|