Hıristiyan din adamları sosyal olaylarda yer almazlar.
Grevlerde, öğrenci yürüyüşlerinde papaz göremezsiniz.
Onlar, Tanrı’nın kendilerine verdiğini sandıkları görevin dışına çıkmazlar.
Sarıklılar da hak, emek, işçi hakları, hatta insan hakları gibi konularda seslerini çıkarmazlar.
Öğrenci hakları için kendini ortaya atan bir sarıklı gördünüz mü?
Neden işçi grevlerine din adamları destek vermez?
Ben, işçi hakları yürüyüşlerinde hiç sarıklı görmedim.
Ama sermayenin yanında ceket ilikliyorlar. Sadece bu kadar mı?
Son yıllarda her gün medyada öldürülen kadınları görüyoruz.
12-15 yaşında evlendirilen yüzlerce çocuk gelinleri duymayan kalmadı.
Türbanla okula alınmadığı için ortalığı yıkan kızlar neredeler?
Çocuk yaşta kız çocukların evlendirilmelerine karşı çıkmaları için kimse maaş vermiyor mu?
Okumak bir haktır ama yaşamak daha önemli bir hak değil mi?
Kızlar çocuk yaşta satılıyorlar.
Satılıyorlar, diyorum çünkü evlilik karşılıklı bir anlaşmadır.
12-15 yaşında kız çocuklarının ise hukuki anlamda da, sosyal anlamda da kendi hayatlarıyla ilgili karar verme yetkileri yoktur.
İnsanlıkları, dinleri, imanları ve şerefleri eksik aile büyükleri bu kız çocuklarını karşılıklı pazarlıyorlar.Bunlar şerefsiz yaşadılar öyle de ölwecekler.
Alan da veren de suçludur.
Polis ve savcıların gözleri önünde yapılan bu insanlık dışı işlere neden el konulmaz?
Ya sarıklılar?
Onları kim engelliyor?
İslam, hak, hukuk, anlayış, üstün ahlak, insana saygı dini değil mi?
İslam’da başındaki sarığı, beynindeki ilmi zalimin buyruğuna verme yolu kapalıdır.
Daha da önemlisi ve gerçeği İslam’da din adamı yoktur.
Tanrı ile insanın arasına kimse giremez.
Bu giriş-çıkışlar bizzat Tanrı tarafından yasaklanmıştır.
Şeyhler, tarikat reisleri, cemaat önderleri kendilerini Tanrı’nın yer yüzündeki eli gibi gören sapık sürüsü güçlerini nereden alıyorlar?
Bunlardan kimsenin beklentisi olmamalıdır.
“Akıl” insana süs olarak verilmemiştir.Kullanılmayan aklın sahiplerine “ahmak” denilir.
İslam dini, hakkı, emeği, alın terini övüyor.
Tanrı emeğin karşılığının verilmesinden ve insan haklarından yana ama sarıklılar bu konuda seslerini çıkarmıyorlar.
Fabrikasındaki kimyasal atıkları ırmağa boşaltanları protesto eden bir sarıklı gördünüz mü?
Polisler kızları saçlarından sürükleyerek tekmelediğinde, bunun insanlık dışı bir eylem olduğunu haykıran sarıklıya rastladınız mı?
Tanrı’yı, Kuran’ı, Peygamberi siyasete dolgu macunu yapanlara karşı çıkan kaç sarıklı var?
Hiç yok demiyorum ama sayıları o kadar az ki, seslerini duyuramıyorlar.
Tarikat, cemaat önderleri ile şeyhleri sarıklılardan saymıyorum.
Sarık bilim adamlarının simgesidir.
Tarikat şeytanlarının emekçilerin grevinde, öğrencilerin yanında yer alacaklarını hiç düşünmüyorum.
Din bilginleri de seslerini çıkartmıyorlar.
Devletten maaş alan 100 bin din adamı var ama onlar da etliye sütlüye karışmıyorlar.
Sarıklıların rengini her zaman merak etmişimdir.
Osmanlı'da ilk gözlemevi Takiyüddin Mehmet tarafından 1577 yılında İstanbul'da kurulmuş, ancak birkaç yıl sonra yıkılmıştır.
Yıkılmıştır çünkü; sarıklılar Padişah III.Murat’a giderek “ Allah’ın yıldızlarını gözetlemenin büyük belalar getireceğini “ söylemişlerdir.
Bugünün sarıklılarının eline yeterli güç geçerse farklı şeyler olacağını sanmak büyük hayal olur.
Bu ülkede Türkler ve Müslümanlar için getirilen matbaa makinelerini kıran ver kırdıranlar da sarıklılardır.
Evet şimdi soruya geçiyorum : Bu sarıklılar kime hizmet ediyorlar?
|