Din birleştirici olmalıdır derken bu tüm inançları kapsamaktadır.
İnsanlığın huzuru için tüm inançlar birleştirici davranmalıdır.
Osmanlı bunu başarmıştı. Eğer bugün eski Osmanlı topraklarında o günlerin barış ve huzuru aranıyorsa, Müslüman dünyası alnına yapışmış “terörist” damgasının nedenlerini tarihin derinliklerinde araştırmalıdır.
18 Eylül 1999 tarihinde çok sevdiğim bir dostum Yılmaz Oktay’ın kızı HANDAN bir Alman Katolik gençle evlendiler. Nikah hem Müslüman, hem de Hıristiyan geleneklerine göre yapıldı.
Barış ve kardeşlik dini İslam’a terör belasın yapıştıran soysuzların okumaları için Alman Katolik Kilise’sinde nikahı kıyan papazın konuşmasını okurlarımla paylaşmak istiyorum.
“Sevgili gelin ve damat , sevgili yakınları ve arkadaşları, sevgili konuklar.
250. doğum yıldönümünü kutlamakta olduğumuz Johann Wolffrang von Goethe , sadece Frankfurt ve Weimer için bir isim değil, batıda olduğu gibi doğuda da tanınmış bir şairdir. Kendine has üslubu ile doğuyu ve batıyı birleştirdiği “ DOĞU-BATI DİVANI” ‘nın bugüne kadar bir benzerine henüz rastlanmamıştır.
Goethe’nin bu dizelerini bugünkü düğünün parolası olarak aldım:
Doğu Tanrı’nındır. Batı Tanrı’nındır. Kuzey ve Güney’de
Onun ellerinde bulur barışı.
Herkes için hak isteyen tek adalet odur. Bu övgü onun yüzlerce adından biri olsun.
Amin.
Sevgili gelin ve damat , bu dizelerle düğününüz ve evliliğiniz ile ilgili çok ifade edilmekte.
Her ikinizi de değişik ülkelerden ve kültürlerden bir araya getiren Tanrı, tek ve aynı Tanrı’dır.
O tek hak ve adalettir.
O tek Tanrı’dır , onun yanında başka hiçbir Tanrı yoktur.
Bunu Hıristiyanları ve Müslümanların inancı böyle ifade eder. Bu yüzden şairin sözlerinde bu gerçek tam anlamını bulmakta:
Doğu Tanrı’nındır. Batı Tanrı’nındır.
Katolik Kilisesi, ikinci Vatikan Meclisinde, Hıristiyan olmayan dinlerdeki kişilerle ilişkilerimizi yeniden belirlemiştir.
Kilise, tek ve gerçek olan, hayat dolu, şefkatli ve her şeye muktedir ,yeri-göğü yaratan ve
bunu insana sunan Tanrı’ya inanan ,Tanrı’nın gizli buyruklarına da uyabilmek için ellerinden
geleni yapan ve bunlara tıpkı İbrahim Peygamber gibi tüm ruhu ile kendilerini adayan
Müslümanlara saygıyla yaklaşmaktadır.
İslami inanç , temelinde İsa’yı her ne kadar Tanrı olarak kabul etmez ise de onu
peygamber olarak saymaktadır ve bakire Meryem Ana’ya büyük önem vermektedir.
Bütün bunların ötesinde Müslümanlar , tüm insanları dirileceği kıyamet gününü beklerler ve
bu nedenledir ki, ahlaki yaşam tarzına ve Tanrı’ya özellikle ibadet-zekat ve oruç yoluyla
hürmete önem verirler.
Sevgili gelin ve damat,
Değişik dinlerden gelen kişiler olarak , bugün dini nikah ile birbirinize bağlanacaksınız.
Her ikiniz de tek olan Tanrı’ya inanıyorsunuz. Bu nedenle Piskoposumuz sizlere,
Kilise töreni ile evlenmeniz için izin verdi. Çünkü neticede sadece -tek olan- bu Tanrı sizi kendi BAĞI ile birbirinize bağlayacak olandır. Bu BAĞ çözülemez. Bu nedenle dini nikahtan sonra cemaate şu çağrıda bulunmalıyım:
-Tanrının bağladıklarını hiçbir kul çözemez..
Sevgili gelin ve damat !
Doğu Tanrı’nındır. Batı Tanrı’nındır.
Bu ifadeye evliliğiniz ile anlam kazandırdınız.
Evliliğinizi dini farlılıklardan çok benzerliklerin daha fazla anlam kazanacağı ve şekle gireceği “dinlerin birleştiği nikah” olarak anlayın ve yaşayın.
Her biriniz kendi dininde kalmalıdır.Kalabilir. Ama dininizi bundan sonra da yaşamalı ve korumalısınız. Bu yüzden sizi bu mukaddes anda uyarmak isterim ki gelecekteki yaşamınızda her şeyden önce dua ve Tanrı’ya olan ibadetinizle inancınızı bırakmayınız.
Dini nikah töreninizin Kilise Rahibi olarak gelecekteki birlikteliğinize Tanrı’nın bereketini diliyorum. Tanrı sizi her türlü yolda saklasın ve korusun ki , siz her zaman yeniyi deneyip yaşayabilesiniz. “
Tüm Müslüman dünyasına soruyorum, böyle bir konuşmayı yapacak kaç Müslüman din adamı tanıyorsunuz ?
Neden Katolik terör, Ortadoks terör ,Protestan terör konuşulmuyor da “İslami terör” gündemde
şimdi anlaşıldı mı ?
|