1950 yılından günümüze kadar 8 kez değişen seçim sisteminde tek adaletli sistem olan “milli bakiye” ilk ve son kez olarak 1965 seçimlerinde uygulandı.
Bu uygulama sonunda % 3 oy alan Türkiye İşçi Partisi 15 milletvekili ile mecliste temsil edildi.Milli bakiye sisteminde tüm oyların değerlendirilmesine özen gösterilmişti..
Ancak TİP’in meclise girmesi AP ve CHP’yi rahatsız etti ve 1969 seçimlerinde sistem değiştirildi. Siyasi arenada birbirlerini yiyen Adalet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye İşçi Partisi’ni yok etmek konusunda anlaştılar Milli bakiye sistemi kaldırıldı..
Bu kez TİP % 2.68 oyla sadece 2 milletvekili çıkarabildi.
Bunun dışındaki tüm seçimlerde temsilde oransızlık artarak sürdü ve 2002 seçimlerinde en yüksek noktasına ulaştı.
12 Eylül cuntacılarının dayattığı sistem, kendilerine “sivil” diyen demokrasi düşmanlarınca da aynen korundu.
İstikrar adına halkın bir kısmını yok sayanlar, farklı görüşlerdeki kesimlerin oylarını çalanlar, sivil kılık altındaki cuntacı kafalarıyla adaletsiz seçim sistemini sürdürmekte sakınca görmediler.
12 Eylülcülerin getirdiği % 10 barajlı seçimin ilk meyvesini ANAP topladı.
Elde ettikleri sonuçlar çok tatlı gelmiş olacak ki, başta Özal olmak üzere ANAP liderleri seçim barajını % 5 e indirmeyi düşünmediler.
Kendileri baraja takılıp dibe vurana kadar.
1982 yılından bu yana kimler geldi, kimler geçti.
Ağızlarını açtıklarında demokrasi, hak, hukuk, milli irade aşklarını bağıra çağıra anlatanlar iş seçim barajına geldi mi dillerini yutup kırk dereden su getirdiler.
Özal, Demirel, Çiller, ERDAL İnönü, Ecevit, Yılmaz, Bahçeli, Erbakan, Baykal son yirmi beş yılda iktidara kıyısından köşesinden ortak oldular.
Türkiye’nin en önemli sorununun TEMSİLDE ORANSIZLIK olduğu bildikleri halde bu durumu düzeltmeye yanaşmadılar.
Hak yemeye, hukuk çiğnemeye, halkın bir bölümünü yok saymaya, oy gasbetmeye dayalı seçim sisteminin son meyvesini AKP tattı.
Tadına öylesine alıştı ki bırakamıyor
Bunların adı da, Adalet ve Kalkınma Partisi.
Üstelik dayanakları da İslam…İslam adalet dini değil mi..
Eğer İslam’ı “ Allah’la insan kandırmak” olarak benimseyenler ortalıktaysa adaletten falan söz edilemez.
AKP, seçim barajını indirmenin sözünü bile etmedi.
% 30 larla Anayasayı değiştirecek sayıyla meclise girmenin adaletsizliğinden Adalet ve Kalkınma Partisi rahatsız olmadı.
Kendilerinin dayanağı veya referansı İslam ya…
Başka partilere verilen oyları baraj bahanesiyle cebe indirip, sosyalistlere verilen oylarla milletvekili olmak da AKP ‘lileri tedirgin etmedi.
Bir sorsunlar bakalım o oyları verenler, oylarını AKP ye helal ediyorlar mı ?
Son uygulamayla ittifak getirildi ve seçim barajı bir şekilde devre dışı bırakıldı.
Ancak nedense son seçimde sosyalistler ortada görünmediler.
Oysa sosyalistler için ortam hiç bu kadar uygun olmamıştı.
Çok sayıda sosyalist geçinen tabela partisi var.
Neden böyle yazdım?
Eğer 24 Haziran’da seçime giremedilerse bunlar tabela partileridir.
Sendikacılar ise, masa başında işçi aidatları ile sınıf atlamaya çalışan asalaklardır.
Etkinlikleri ise marjinaldir.
Böyle bir toplum demokrasiyi hak edemez ama uyumaya devam edebilir.
Konuyu getirip Tayyip Erdoğan – Muharrem İnce- Kemal Kılıçdaroğlu’na bağlayanlar ise gönüllü vatan hainleridir.
|