Meral Akşener ve İYİ Parti 24 Haziran seçiminin önemli bir parçası oldu.
Neden oldu, niçin oldu, nasıl oldu sorularının yanıtları çok basit ama bu konularla pek ilgilenilmiyor.
Meral Akşener hedef tahtasına kondu sürekli atış yapılıyor.
Önce bir saptama yapalım:
Meral Akşener ve İYİ Parti’nin bir davaları bulunmuyor..
Eğer Devlet Bahçeli sivil cuntacılık yapmayıp da Akşener’in MHP’de Genel Başkanlığa aday olmasının yolunu kapamasaydı, bu gün Meral Akşener vardı ama İYİ Parti yoktu.
AKP dışında her parti tek adamlığa karşı olduğunu öne sürüyor fakat bugüne kadar
tek adam üreticisi Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesini isteyene rastlanılmadı.
Siyasi Partiler Yasası partiler içinde tek adamlığın yaşamasını sağlayan demokrasi düşmanı maddeler içermektedir.
Genel Başkanlar ölmeden ve kendileri istemeden değiştirilemiyor.
Öyle ki, Deniz Baykal CHP’nin meclis dışı kalmasına neden oldu ama ilk kurultayda bir öncekinden daha çok oy alarak seçildi.
Çünkü partilerde delegeler genel merkezin ve de genel başkanın askerleridir.
Dönelim konumuza:
Meral Akşener siyasi yaşamın önemli figürlerinden biri oldu.
Bazı hödükler başarısız olduğunu öne sürüyorlar.
Bu sadece hödüklük değildir, alçaklık ve satılmışlıktır.
İyi Parti 24 Haziran 2018 seçiminde % 10 oranında ve 4.990.710 oy alarak 43 milletvekili ile meclise girmiştir.
Daha öncesi yoktur ve sıfır noktasından buraya gelinilmiştir.
Hayalci beklentileri bir kenara koyarsak bu oldukça önemli bir başarıdır.
Seçimden sonra Akşener’in bu başarısını yok sayma, küçümseme çabaları yaygınlaşıyor.
İyi Parti dışarıdan yönlendirilmeye çalışılıyor.
Buna ahlaksızlık denir.
Türkiye’de parti enflasyonu var.
Yargıtay’ın listesine göre sayıları 84 olan bu partilerin çoğu “tabela partisi” bile değil çünkü tabelaları yok.
Kağıt üzerinde kurulmuş gibi görünen il ve ilçe örgütleriyle siyaset arenasını işgal ediyorlar.
Sanki çoğu birilerini genel başkan yapmak için kurulmuş..
Bir şekilde bu kuru kalabalığın ortadan kaldırılması ve siyasete ciddiyet getirilmesi gerekir.
24 Haziran seçimin il ve ilçe kongreleri zorunluluğu getirilince seçime altı parti girebildi.
Muhafazakar Yükseliş Partisi, kendi işini bırakmış İyi Parti’ye yön vermeye çalıyor.
Genel Başkanlarının bir açıklaması var ki tam şaka gibi:
MYP Lideri Ahmet Reyiz Yılmaz, İYİ Parti'de yaşananlarla ilgili yazılı bir açıklama yapmış.Yılmaz, Meral Akşener'in Koray Aydın tarafından ortaya konulan teşkilat başarısını kabullenemediğini söyleyerek, "Akşener'in hedefindeki isim Koray Aydın'dır. Kendisi ve yakın çevresi Kocaeli ile İzmir ekibi alınacak parti yardımı başta olmak üzere parti de kontrolü elde tutmak için Koray Aydın’ı saf dışı etmek istiyorlar. Akşener halkta karşılığı olan biri değil. Sözde kendisine ilgi varmış gibi senaryo ile evine insan toplatmıştır. Bu eski Doğru Yol geleceğidir. Amaç geri gelerek partiye dizayn vermektir" demiş.
Meral Akşener hakkındaki kararı İYİ Parti delegeleri verir.
Girdiği ilk seçimde % 10 oy alan bir partinin genel başkanı için “ halkta karşılığı yoktur” demek için kişinin ciddi algılama sorunları bulunması gerekir.
Kaldı ki bunu hiçbir zaman söylememesi gereken kişi başka partinin genel başkanıdır.
Adama sormazlar mı :
“ Sen kimsin de böyle konuşabiliyorsun, dön de kendi partinin durumunu gör”
Başkalarını bilmem ama ben soruyorum.
Meral Akşener ve İyi Parti merkez sağdaki boşluğu doldurabilir.
Bunun için MHP’nin emperyalizm hizmetindeki milliyetçiliğinden uzak durması yeterlidir.
MHP,Türkiye’de gelişmekte olan sol siyaseti yok etmek için oluşturulan bir projedir.
Ne yazık ki tarih henüz sadece tam bağımsızlık için yollara dökülmüş solcu gençleri öldüren ve öldürtenlerin listesini ortaya koyamamıştır.
Bu bağlamda Meral Akşener ve arkadaşları hukuk, barış, adalet, demokrasi çizgisinde yer alan bir merkez veya merkez sağ partisi olabilirse iktidarı alabilecek kadar halkta karşılığını bulabilir. Yani yazının başında belirttiğim gibi bir davaları bulunmalı.
Önümüzdeki günlerde İyi Parti ve Meral Akşener’in tutarlı bir şekilde yollarına devam edeceğini sanmak hayal değil.
|