Friedrich Nietszche, 15 Ekim 1844 – 25 Ağustos 1900 yılları arasında yaşamıştır.
Var oluşçuluğu savunan Alman Filozofudur.
Erken ölümü olgunluk çağı eserlerini yaratmasına engel oldu.
Kendisini filozoflar içinde bir “psikolog” olarak değerlendiren Nietszche, psikanalizde kullanılan “bilinç altı” kavramından ilk söz eden kişi olmuş ve bu yönüyle Sirmund Freud ve psikanalizi etkilemiştir.
Nietszche felsefe, psikanaliz, insanı yorumlamanın yanı sıra hayatın şiirini de yazmıştır.
Hayatın şiirini yazmak sanıldığı kadar kolay değildir.
Hayatı yaşamadan şiirini yazmaya kalkan gülünç olur. Aşk günlük yaşamın bir uzantısı değildir.
Su içmek, hava almak, bir şeyler yemek gibi sıradan eylemlerin içine aşkı da
sokarak değerlendirmek, aşka hakarettir. Onu anlamamaktır.
Nietszche neler söylemiş: 130 yıl sonra ne kadarı geçerli ?
* *
Gidene kal demeyeceksin. Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere, dönmeyene dön demek acizlere,
hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Yoksa değersiz olan hep sen olursun.
* *
Tükettirme içindeki yaşama sevgisini ya çare sizsiniz, ya da çaresizsiniz.
Öyle bir hayat yaşadım ki, cenneti de gördüm cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki tutkuyu da gördüm pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden, kendimi bir sahnede buldum.
Oynadım.. Öyle bir rol vermişler ki okudum okudum anlamadım.
Evimde kendi kendime konuştum. Bazen güldüm bazen ağladım halime.
* *
Düşün ! Kim üzebilir seni senden başka.?
Sen istemezsen, kim doldurabilir içindeki boşluğu?
Sen hazır değilsen, kim mutlu edebilir seni?
Sen izin vermezsen, kim yıkar, yıpratır seni?
Sen kendini sevmezsen, kim sever seni ?
Her şey sende başlar, sende biter.
Yürekli olman yeter, tükenme ve tüketme.
* *
Dedim ki sonunda, söz ver kendine:
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı biliyorsan düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, hayatı sadece seyredeceksin.
Öyle hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım.
Öyle değerliymiş ki zaman hep acele etmemden anladım.
*
Çile çekmenin erdem, ikiyüzlülüğün erdem, intikamın erdem, vahşetin erdem, aklın inkarının erdem, buna karşın kendini iyi hissetmenin tehlike, öğrenme hırsının tehdit, barışın tehlike, acımanın tehlike, merhamet görmenin küfür, işin küfür, çılgınlığın tanrısallık, değişimin ahlaksızlık ve bozulma emaresi sayıldığı çağda! — Siz bunların hepsinin değiştiğini ve insanlığın böylece kendi karakterinde yanılmış olması gerektiğini mi sanıyorsunuz? Ah siz insan sarrafları, kendinizi daha iyi tanıyın!
*
Rahip, yaşamın bu meslekten yoksayıcısı, yalanlayıcısı, zehirleyicisi, yüksek bir insan türü sayıldığı sürece, doğru nedir sorusuna hiçbir yanıt bulunamaz. Hiçin ve olumsuzlamanın bu bilinçli avukatı, «Hakikat»in sözcüsü yerine konduğunda, doğru zaten tepesi üstüne çevrilmiştir.
|