Felsefe insanı düşünmeye ve sorgulamaya yönlendirir.
İnsan felsefene uzaklaştıkça insanlıktan da uzaklaşır.
Köpekler en yakın dostlarımız arasındadır ama ala sorgulamazlar.
Bu nedenle de bu çok sevdiğimiz dostlarımızın davranışları aşağılama olarak kullanılır.
Aşırı yalakalığa ve sorgulamadan yaltaklanmaya “köpekleşme” denmesi rastlantı değildir.
Köpeklik köpeklere çok yakışır hatta onları sevimli yapar ama insanlarda hiç güzel durmaz.
Felsefe insanlarla diğer canlıları ayıran çok önemli bir ölçüttür.
Nizamiye medreselerinin başına getirilen İmam Gazali ilk iş olarak felsefeyi kaldırmıştı.
İslam dünyasında gerileme bu uygulamayla başladı.
Felsefenin devre dışı kalması aklın kullanılmasını engeller.
Ülkemizde felsefe pek okutulmaz.
Okutulsa da yüzeysel geçiştirilir.
Ağırlık olarak batı felsefesi öğretilmeye çalışılır
Tarihsel sürece bakıldığında, batının geçirdiği evrelerin neredeyse tümünü ıskaladığımız görülür.
Sanayi devrimini yaşamamış bir toplumun batı felsefesini anlaması düşünülemez.
Uzak Doğu felsefesi ise neredeyse yok sayılır.
Bir şey yok sayılınca yok olmaz.
Uzak doğu felsefesinin yok sayılmasının başlıca nedeni de dine dönüşmüş olmasıdır.
Din dördüncü derece bir alt kimliktir ve benimsemedir.
Kimse anasından Musevi, Hıristiyan ve Müslüman doğmaz.
Aile ve çevre baskısıyla içinde bulunduğu toplumun inancını benimsemek zorunda kalır.
Felsefe pek çok insan için sıkıcı ve gereksiz olarak görülebilir.
Bir şeyin adına bakarak içeriği hakkında karar vermek yanıltıcıdır.
Bugün Konfüçyüs’ten örnekler vereceğim.
MÖ 551 - MÖ 479 tarihleri arasında, Doğu Zhou Hanedanlığında yaşayan bu Çinli filozof, astronom ve yazarın öğretisi de bir o kadar önemlidir..O kadar önemli ki ölümünden yıllar sonra bile Uzak Doğu'daki devlet ve imparatorlukların ideolojisi olarak benimsenmiştir..
Kimi zaman din, kimi zaman bir felsefi öğreti olarak öne çıkar. Ama daha çok onu yücelten ve önemli kılan, ahlak felsefesine dayalı öğretileri ve sözleridir. Yüzyıllar sonra bile kitaplarının okunduğu, adına filmlerinin çekildiği bu ünlü filozofun özlü, doğru sözleri de bir o kadar düşündürücüdür.
Uzakdoğu'nun bilgesi Konfüçyüs'ün aşkla ilgili düşünceleri hem o kadar sıkıcı değil, hem de üzerinde düşünmeye değer birer altın öneri gibidir.
Aşkın iyice ayağa düşürülüp kirletildiği günümüzde, Konfüçyüs’ün aşka ilgili söylediklerini seçme de elbette rastlantı değildir..
Büyük usta aşkla ilgili bakın neler söylemiş:
Tedavi edilemez derecede romantik olun.
Birlikte kitap okuyun, el ele tutuşun ve birlikte düzenli yürüyüşlere çıkın.
Gülümsemeler bulaşıcıdır. Ona da bulaştırın.
Güvenilir bir sırdaş olun ve onu hiç kimseye şikayet etmeyin.
Onun en sevdiği çiçeği, rengi, müziği, şiiri ve yazarı bilin.
Ona, beklemediği hoş sürprizler yapın.
Hiçbir neden yokken de kart ya da küçük aşk notları yollayın.
Birbiriniz için özel ve gizli takma adlar bulun.
Aşk, birlikte saçmalamaktır. Arada bir, birlikte sonuna kadar saçmalayın.
Kimin haklı olduğunu tartışmayın, neyin doğru olduğuna karar verin.
Her tartışma sonunda barış anlaşmasını bir öpücükle imzalayın.
Sevdiğinizi yalnızca onun duyabileceği biçimde eleştirin.
Övgünüzü ise bütün dünyaya duyurun.
Bedeninize iyi bakın. Daima sağlıklı ve dinç olmayı hem kendinize hem de ona borç bilin.
Bir kucaklaşmadan ilk ayrılan siz olmayın.
Eş seçmek kitap seçmeye benzer, iyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir.
İçeriği sağlam olmadıkça sonunu getirmek zordur.
Aşk için evlenin. Hem eşinizin hem de kendinizin en iyi arkadaşı olun..
*
Günümüzün kimin eli kimin cebinde sapıklığına uzanan aşk tanımına pek uymuyor ama yine de bu görüşlerden kendine pay çıkaracak insanların varlığına inanıyorum.
|