CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi harf reformunun 90. Yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapmış. Bu önemli günün asla unutulmaması gerekir.
Bugün Eğer Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olabiliyorsa bunu harf reformuna borçludur
Eğer “ aman efendim ne ilgisi var” diye kafasına takılırsa her şeyi çok bildiğini sanan danışmanlarına sorsun. Ya da 1928’de Kasımpaşa’da kaç kişinin okur yazar olduğunu araştırsın..
Gamze hanımın açıklamasının tarihe geçmesi gerekir. Çünkü önemli mesajlar içeriyor.Açıklamayı olduğu gibi aktarıyorum:
1923 Aydınlanma devriminin yapı taşlarından olan “Harf Devrimi”nin 90’ncı yılını büyük bir onur ve gururla kutluyoruz.
"Yeni Türk harflerini kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya, bütün yurttaşlara öğretiniz... Bunu yurtseverlik, ulusseverlik görevi biliniz. Bu görevi yaparken düşününüz ki bir ulusun, yüzde onu ancak okuma yazma bilir, yüzde doksanı bilmezse, bundan insan olanların utanması gerek." diyen büyük önder Atatürk’ün izinden kararlılıkla yürüyoruz.
Ne yazık ki bugün, Harf Devrimi’nin, Cumhuriyet aydınlanmasının bütün kazanımlarına top yekûn savaş açanların eleştirileri altında itibarsızlaştırılarak, önemsizleştirilmek istendiğini görüyoruz.
Oysa Harf devrimi, ileri sürülenin aksine, geçmişle bugün arasındaki bağları koparmadığı gibi, Anadolu’nun binlerce yıllık kültür birikimini gelecek kuşaklara aktaracak olan köprüleri dün olduğu gibi bugün de inşa etmektedir.
Harf Devrimi yüzyıllarca cehaletin kıskacında esir alınan halkımızın aydınlanma yoludur. 1897 tarihli Osmanlı İstatistik Yıllığına göre, okuryazarlık oranının ancak %10,5 düzeyinde kaldığı görülmektedir.
Cumhuriyetin ilanından sonra 1927‘de yapılan nüfus sayımında da bu oranın çok fazla değişmediği ve %10,7 oranında kaldığı görülmektedir. 1897 ile 1927 arasında Arap yazı sisteminin kullanıldığı 30 yıl boyunca %0,2 oranında artan okuryazarlık, Latin harflerinin kabulüyle birlikte 1935 yılında%19.25 oranında artmıştır.
Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de okuma yazma bilenlerin oranı 96,74 seviyesine, 6 yaş üzeri okuma-yazma bilen kadınların oranı iseyüzde 95’e yükselmiştir. Okuma yazma bilen 69 milyon 278 bin 753 kişinin yüzde 49’u kadındır. Okuma yazma bilen kadın sayısı 34 milyona yaklaşmıştır.
Biliyoruz ki, harf devrimine karşı çıkanlar aynı zamanda zincirlerini kırarak toplumsal hayatta sorumluluk alan, önderlik yapan kadın figürünü de karşı çıkmaktır. Bu bakımdan kadını ötekileştirmelerine, haklarını budamalarına asla izin vermeyeceğiz!
Başta Harf ve Dil devrimi olmak üzere, Anadolu aydınlanmasını itibarsızlaştırmaya, küçümsemeye çalışanlara başöğretmen Atatürk’ün, “Medeni eser meydana getirmek yeteneğinden yoksun olan uluslar, özgürlük ve bağımsızlıklarından soyutlanmaya mahkûmdurlar.”uyarısını hatırlatmayı bir görev biliyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Bu açıklamada katılamadığım tek yer “ devrim” kelimesi.
Atatürk Devrimi veya Türk Devrimi tektir ve 23 Nisan 1920’den başlayarak Mustafa Kemal Atatürk’ün öldüğü saate kadar devam eder.
Aynı Büyük Fransız Devrimi gibi. Bu bağlamda “Atatürk devrimleri” sözü de yanlıştır.
Bu süreçte tüm yapılanlar Atatürk devriminin ayrıntılarıdır.
Harf değişikliği bir reformdur. Kazakistan’da Nazarbayev de Kril alfabesinden Latin alfabesine geçiyor ama kimse buna devrim demiyor.
Ülkemizdeki şapka giyme kararı da bir reformdur.
Çünkü “ cumhuriyet” bir devrimdir ve devrim içinde devrim olmaz.
Adı ne olursa olsun harf reformunun önemini azaltmaz.
Eğer her önümüze gelene devrim dersek fiyaskoyla sonuçlanan dil reformuna söyleyecek cümle bulamayız.Bu saptama bana ait değildir. Mustafa Kemal’in kendisinindir.
|