Çevremdeki gençlere sürekli yinelediğim bir önerim vardır:
“Çocuklarınıza çok söz yerine güzel örnekler verin.
Onlar sizleri dinlemezler ama sürekli izlerler”
Ben bildiklerimi söylüyorum, onlar da bildiklerini yapıyorlar.
Çocuk yetiştirmek armut ağacı yetiştirmeye benzemez.
Bazen o çocukların bizim gibi insan olduğunu ve duydukları ile değil gördükleriyle hayatlarını yönlendirdikleri unutuluyor.
Burada bazen kelimesi biraz lüks kaçtı. Onun yerine sıkça daha uygun düşerdi.
Sigara içen, eşini döven, işinden sonraki zamanlarını kahvede ya da meyhanede geçiren baba isterse dünyanın en iyi konuşanı olsun, gözler gördüğüne inanır.
Aynı örnekler kadınlar için de geçerli.
Çocukların dengelerini bozanlar sadece erkekler değildir.
İnsan yetiştirmek en zor iştir.
Çünkü insana günlük yatırım yapılmaz.
Çocukları bizim olmadığımız bir dünyaya hazırlamak gerekir ve onların her istediklerine evet diyerek bunu başaramayız.
Son 30 yılda çocukların iyi eğitilmediğini hatta yanlış eğitildiğini tüm uzmanlar görüyorlar da
Bu konuda önlem alan çıkmıyor.
Son günlerde bir de çocukların zekasıyla uğraşan beyinsiz ve ahlaksızlar ortaya çıktı.
Çocukların zekasından rahatsız olan Müslüman olamaz, insan hiç olamaz.
İnsan olmak için hayvanları çok iyi izlemeliyiz.
Eyüp liseli arkadaşım Meral Işık’ın bir paylaşımını okudum.
Bunun gibi çok güzel paylaşımları var ama bir kitapta toplamıyor.
Evrendeki yıldızların çarpışmadan nasıl dolaştıkları konusunda derin bir konuya dalmış olmalı.
Yapılacak işler ertelendikçe birikir.
Biriktikçe dağlar oluşmaya başlar.
Sonra bir gün bakarız ki dünyadaki oturma süremiz dolmuş.
Meral Işık’ın paylaştığı ile benim yazdığım arasında nasıl bir bağlantı var?
İşte bunu anlayabilen insanlığa açılan kapıyı aralamış sayılır.
Dün evimin önünden bir ambulans geçti.
Yanında ambulansın hızında koşan bir köpek.
Bir ara ambulans yoldaki bir bozukluk nedeni ile yavaşladı.
Köpek durup bekledi.
Ve yine ambulans hızında gözden kayboldular.
Anladım ki sahibi ambulansın içinde.
Öyle duygulandım ki!
Nasıl bir telaş.
Nasıl bir sadakat.
Nasıl insan gibi bir sevgi.
Ürperdim.
Sevdiklerimi düşündüm.
Onlar için bazen nasıl içimizin parçalandığını düşündüm.
Bazen yardımda nasıl çaresiz kaldığımızı düşündüm.
Babamı düşündüm.
Yanındaydım ama o sancısını kendi başına çekiyordu.
Öyle gitti.
Altı aylıkken kaybettiğim bebek kardeşimi düşündüm.
Kapkara gözleri vardı.
Zeytin gibi.
Ama tek başına yummuştu gözlerini.
Annemi düşündüm.
Kollarımdaydı... Kucağımdaydı.
"Derin nefes al anneciğim" diyordum.
Ama o derin nefesi ben ona veremedim.
Alamadı.
Kollarımda gitti.
İki gün önce oğlunu kaybeden bir babayı düşündüm.
Kim bilir?...
Paramparça oldum ambulansın tekerlekleri altında sanki.
Köpeği ben gibi anladım.
Gözlerinden öpüyorum köpek seni.
|