Bu coğrafyada yaşayan halk kitleleri yüzlerce yıldır acıyla iç içe yaşamasına karşın kahkahayla gülmesini de becerir.
Komediye güler. Çok ciddi sanılan işlere de güler.
Ankaralılar yaşadıkları kente verilen Avrupa ödülüne gülmekten kırılırken daha ciddi bir olaya gülmekten bayılma sırası İstanbullulara geldi.
Gülmekten elim yazamıyor.
İstanbul Avrupa’nın “Kültür Başkenti” seçilmiş.
Yazarken yeniden aklıma gelince gülme krizine tutuldum.
İstanbul ve Kültür… Şaka gibi..
Özel tiyatroların seyircisizlikten peş peşe kapanan bir kentin neresine kültür bulaşmış olabilir.
Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi yıllardır kendiliğinden yıkılmayı bekliyor.
Bazı densizler burayı yıkıp cami yapmak istemişlerdi.
Başaramayınca yok saydılar.
Bir yere “Atatürk” adını vermek, Atatürk’ü yaşatmaya yetmez.
Adı koyulan yere yeterli özeni de göstermek gerekir.
Tek başına Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezinin bugünkü durumu İstanbul’u bütünlemeye bırakmak için yeterlidir.
Dünyanın en kalabalık kentleri arasında yer alan İstanbul’da adam gibi kaç konser salonu vardır?
İstanbul’da yaşarken kentin tüm dokusunun bozan maganda sürüleri , bu kentin dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olduğunu bilmezler.
Tarihte yaşamış en büyük iki imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul’un taşı toprağı altın değildir ama her santimetre karesi tarihtir.
İstanbul’un çeyrek yaşında olmayan Brüksel, Rotterdam, Amsterdam, Viyana, Prag, Paris gibi kentlerde tarihi dokuya, yüz yıllık ağaçlara zarar verenlere vatan haini gözüyle bakılır.
Eski fotoğrafları eline alıp kenti dolaşan İstanbul’da olduğuna inanamaz.
İstanbul’un tarihi dokusu parçalanıp çöplüğe atıldı.
İstanbul’un yeşilliği, doğal dokusu yağma edildi.
İstanbul’un eşi bulunmaz silueti çirkinlik anıtına dönüştü.
Dereleri kanalizasyon olarak kullanıldı.
Boğazdaki değer biçilemeyen yalılar ya yıkıldı, ya da yakıldı.
İstanbul’da İstanbullu kalmadı.
Neden kaçtılar İstanbul’dan?
İstanbul’dan kaçanlardan birisi de benim.
Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın İstanbul’una gelenler, o güzel kente tek tuğla eklemediler.
Söktüler, attılar. Yıktılar, dağıttılar. Yaktılar, yağmaladılar.
Yakılan, yıkılan, yok edilenler arasında İstanbul’un kültürü de vardı.
Nerede İstanbul beyefendileri, hanımefendileri?
İstanbul’u ve Türkiye’yi yönettiklerini sananlar, tarihin derinliklerinden gelen kentten
Newyork yaratmaya çalıştılar.
Ortada ne İstanbul kaldı, ne de Newyork yaratılabildi.
Newyork’u boş tarlalar üzerine kurdular.Gerekirse yıkarlar, bir daha yaparlar.
1615’de Hollandalılar kurmuş.1664’de Birleşik Krallık alıp Newyork adını vermiş.
İstanbul’dan 2500 yaş küçük bir yeni yetme, yapay kent örnek alınamaz, ama aldılar.
Tarihsel dokuyu ve görüntüyü gökdelenlere ezdirdiler.
Bir yere “kültür başkenti” diyebilmek için, orada kültürün kırıntısının bulunması gerekir.
İstanbul’un neresinde kültür kaldı, gösterebilir misiniz?
|