Türkiye’de son 8 yıldır neler olduğunu anlamak için Stalin’le ilgili bir öyküyü hatırlamak
Gerekiyor:
Stalin ve çalışma arkadaşları birlikte toplanmış sohbet ediyorlardı.
Birden yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi .
- Sizler yıllardır devlet için çalışmış, ihtilale emeği geçmiş kişilersiniz. Söyleyin bakayım halkın yönetime kayıtsız koşulsuz baş eğmesi için yöneticiler nasıl davranmalıdır ?
Salonda bulunanlar çeşitli fikirler ortaya attılar.
İçlerinde haktan, adaletten, demokrasiden, sürgünden, idamdan, hapisten söz edenler oldu.
Stalin söylenenleri beğenmedi.
- Yönetimi eline geçiren en güçlü ve en yücedir. Halkın karşınızda baş eğmesi için ne gerektiğini size bir örnekle göstereyim.
Hemen çalışanlardan birine buyurdu:
- Bana hemen bir tavuk getirin.
Tavuğu çabukça bulup getirdiler.
Stalin salonda oturanların şaşkın bakışları arasında canlı tavuğun tüylerini yolmaya başladı.
Tavuğun bütün tüylerini yolup cascavlak bıraktıktan sonra salonun ortasına saldı.
Çalışma arkadaşlarına döndü:
- Şimdi izleyin bakalım bu şaşkın tavuk nereye gidecek.
Zavallı tavuk çektiği azaptan kurtulmak için aralık kapıdan dışarı çıkmak istiyor ama soğuktan titriyor.
Masaların altına giriyor, masa ayakları canını acıtıyor.
Duvar diplerine gidiyor ama her yanı yara bere içinde.
Şömineye yaklaşıyor ama tüysüz derisi sıcağa dayanamıyor. Çaresizlikten tüylerini yolan Stalin’in bacakları arasına sığınıyor.
Stalin cebinden bir avuç yem çıkarıyor ve yolunmuş tavuğun önüne tane tane atıyor.
Yemlenen tavuk Stalin nereye giderse peşinden ayrılmıyor.
Ağızlarını açmış şaşkınlıkla kendisini izleyen arkadaşlarına gülerek bakan Stalin şöyle diyor:
- Gördünüz mü halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir. Tüylerini yolacak ve serbest bırakacaksınız. O zaman yönetmek kolaylaşır.
Son yıllarda giderek artan yoksulluk, peş peşe kapanan iş yerleri, geri dönen çekler, protesto olan senetler, ödenemeyen krediler, meyvelerin ağaçlarda, sebzelerin tarlalarda çürüyüp kalması, dışardan buğday, pirinç satın almak zorunda kalınması, hayvancılık katliama uğradığından ne idüğü belirsiz etlerin halka yedirilmesi, işçinin, memurun, emeklinin perişanlığının artması.
Fakat artan bir olay daha var.
Halka dağıtılan yiyecek paketleri, kömür çuvalları.
Sosyal devlet, sadaka dağıtarak halkı dilencileştiriyor.
İnsanların onuru iktidarın umurunda bile değil.
Bir yandan da nerdeyse saçların boyuna göre vergiler konuluyor.
Bu vergiler de sadece verenden alınıyor.
Zamlar sağanak halinde yaşamı boğuyor.
Hayat güçleştikçe AK Parti’nin oyları artıyor.
Eğer Stalin’in TAVUK tezi doğruysa önümüzdeki yıllarda çalışarak yaşamak zorunda olanlar don-gömlek kalacak, AK Parti oyları ise % 60’lara vuracak.
21. yüzyıl insanların insan gibi yaşayacağı bir dönem olarak planlanırken biz bazı şeyleri yanlış algılıyoruz.
Kurtuluşu tüylerini yolanın merhametinde arayanların önce onurları sonra özgürlükleri gider.
|