Bu yıl Cumhuriyet 88 yaşına girdi..
Emekleme çağı geçmiş.
Artık yürümeli, hatta koşmalı.
Hanefi Avcı, “devletin tehlikede olduğunu ve bir cemaatin denetimine girdiğini” yazamamalı.
YÖK Başkanı “türbansızlar korkmasın” diye olu orta konuşamamalı.
KPSS sınav soruları çalınamamalı.
Şili’de madenciler günler sonra yerin 700 metre altından kurtarılırken, bizi yönetenler “ölmek madencilerin kaderidir”, “o bölgede yaşayan halk böyle olaylara alışkındır” diyememeli.
Türkiye, ne olduğu belirsiz etleri dışardan alarak halka yedirememeli.
Hazır et almışken süt de alalım diye karar verenler çıkmamalı.
Pirinç, buğday, elma, armut ithal edilememeli.
Güneydoğu’dan şehit haberleri gelmemeli.
İnsanlar işsiz kalmamalı.
Yoksulluk her geçen gün artmamalı.
Binası, laboratuarları, öğretim üyeleri olmayan üniversiteler açılmamalı.
İlk öğretimden başlayarak okullarda çocukları geleceğe hazırlayacak, düşünmelerini sağlayacak,donanımlı eğitim verilmeli.
Huzur olmalı. Refah olmalı.
Barış içinde yaşanmalı.
Bölge ayırımın yapılmamalı.
Din ve inanç ayırımımdan uzak durulmalı.
Etnik yapı bir zenginlik olarak algılanmalı.
Yönetenlerle yönetilenler ve tüm kurumlar uyum içinde çalışmalı.
Türkiye de yaşananlar ise ters yönde gelişiyor.
Buna gelişme de denemez.
Bozulma denebilir.Çürüme denebilir.
Olması gerekenler olmuyor.
Olmaması gerekenler bir sülük gibi hayatımıza yapışıyorlar.
Cumhuriyet boş topraklar üzerine, başka yerden gelenler tarafından kurulmadı.
600 yıl yaşamış bir imparatorluğun mirasıdır.
Acemilik söz konusu bile olamaz.
Cumhuriyeti devlet deneyimi bulunan ustalar kurmuştur.
88 yıl sonra cumhuriyetin varlığı ve konumu tehlikeye girmişse, bir emniyet müdürü ”durumun çok vahim olduğunu” yazdıktan sonra tutuklanıyorsa, durum gerçekten vahimdir.
Dağdaki eşkıya, eli kanlı katil pişmanlık yasasından yararlanıp içimizde dolaşırken, onlarla mücadele eden komutanlar tutuklanıyorsa ve bu tutuklamalar sözde pişmanlık duymuş bölücülerin ifadelerine dayanıyorsa durum gerçekten çok vahimdir.
Tabiatın bir düzeni vardır.
İtler ve çakallar aslanları boğmaya başladığında bu düzen bozulmuştur.
Devletlerde ve rejimlerde aynı düzen bulunur.
Yaşadığımız düzensizliğe baktığımızda, cumhuriyetin tehlikede olduğunu göremiyorsak,
görme ve algılama özürlüyüz demektir.
|