1909 yılında Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesiyle başlayan gazeteci cinayetlerinde, 2007‘de Hırant DİNK’in gönüllü vatan hainlerince öldürülmesine kadar geçen sürede 62 gazeteci katledildi.
Bu cinayetlerin 48 tanesi 1978 – 1999 yılları arasında işlendi.
Türkiye’nin bu karanlık döneminde gazetecilere sıkılan kurşunlar sadece onları değil “aydınlığı” da vurdular.
Bugün artık unutulmanın kahredici karanlığına gömülen kalem savaşçıları ne yazık ki gazeteciler cemiyetinin dışında anılmıyorlar.
Kalemiyle savaşan birine kurşun sıkmak acizliktir, zavallılıktır ve şerefsizliktir.
Öldürülen gazeteciler değişik görüşlerde fakat tümü değerli kişilerdi.
Öldürenlerin ve öldürtenlerin ise tümü aşağılık yaratıklardan oluşuyordu.
Bu nedenle öldürülen gazeteciler katillerinden çok daha uzun yaşayacaklar.
Adları yollara, meydanlara , parklara konulacak
Onlar için yarışmalar düzenlenecek, ödüller verilecek.
İnsanlık tarihinin utanç sayfasının oluşturan cinayetlerde hayatını yitiren gazeteciler için Ankara’nın büyük parklarından birinin ortasına dev bir “ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER ANITI” yapılmalı.
Sonsuza kadar ayakta kalacak bu anıtın üzerinde ölen gazetecilerin adları yazılı levhalar bulunmalı.
Kalemiyle savaşanlar yalnız olmadıklarını bilerek yaşamalılar.
Gazeteci katilleri ve onları azmettirenler o anıtı gördükçe kendilerinin ne kadar alçak olduklarını anlamalılar.
Değerlerine sahip çıkan ulusların tarih içindeki yerleri diğerlerine göre daha yukardadır.
Gazeteciler toplumun aydınlanması ve uyarılması için canlarını ortaya koyarak işlerini yapmaya çalışırlar.
Gazetecilerin ölmeyi hak ettiğini ancak sapıklar düşünebilir.
1909’dan beri öldürülen gazetecilerin adları, çalıştıkları yayın organları
ve öldürülme tarihleri şöyle:
Hasan Fehmi Bey/Serbest 1909, Ahmet Samim/Sada-yı Millet 1910, Zeki Bey/Şehrah 1911, Hüseyin Kami/Alemdar 1912 veya 1914 , Hasan Tahsin/Hukuk-u Beşer 1919, Silahçı Tahsin/Silah ve Bomba 1914 , İştirakçi Hilmi/iştirak,Medeniyet 1922, Ali Kemal/Peyam-ı Sabah 1922, Hikmet Şevket 1930, Sabahattin Ali/Marko Paşa 1948, Adem Yavuz/Anka Ajansı 1974, Ali İhsan Özgür/Politika 1978, Cengiz Polatkan/ Hafta Sonu 1978, Abdi İpekçi/Milliyet 1979, İlhan Darendelioğlu/Ortadoğu 1979, İsmail Gerçeksöz/Ortadoğu 1980, Ümit Kaftancıoğlu/TRT 1980, Muzaffer Fevzioğlu/Hizmet 1980, Recai Ünal/Demokrat 1980, Mevlüt Işıt/Türkiye 1988, Seracettin Müftüoğlu/Hürriyet 1989, Sami Başaran/Gazete 1989, Kamil Başaran/Gazete 1989, Çetin Emeç/Hürriyet 1990, Turan Dursun/İkibine Doğru ve Yüzyıl Dergileri 1990, Gündüz Etil 1991, Mehmet Sait Erten/Azadi Denk 1992, Halit Güngen/İkibine Doğru 1992, Cengiz Altun/Yeni Ülke 1992, İzzet Kezer/Sabah 1992, Bülent Ülkü/Körfeze Bakış 1992, Mecit Akgün/Yeni Ülke 1992, Hafız Akdemir/Özgür Gündem 1992, Çetin Ababay/ Özgür Halk 1992, Yahya Orhan/Özgür Gündem 1992, Hüseyin Deniz/Özgür Gündem 1992, Musa Anter/Özgür Gündem 1992, Yaşar Aktay/Serbest 1992, Hatip Kapçak/Serbest 1992, Namık Tarancı/Gerçek 1992, Uğur Mumcu/Cumhuriyet 1993, Kemal Kılıç/Yeni Ülke 1993, Mehmet İhsan Karakuş 1993, Ercan Güre/ HHA 1993, İhsan Uygur/Sabah 1993, Rıza Güneşer/Halkın Gücü 1993, Ferhat Tepe/Özgür Gündem 1993, Muzaffer Akkuş/Milliyet 1993, Nazım Babaoğlu/Gündem 1994, Erol Akgün/Devrimci Çözüm 1994, Seyfettin Tepe/Yeni politika 1995, Metin Göktepe/Evrensel İstanbul 8 Ocak 1996, Kutlu Adalı /Yeni Düzen 1996, Selahattin Turgay Daloğlu 1996, Reşat Aydın/AA, TRT 1997, Ayşe Sağlam 1997, Abdullah Doğan/Candan Fm 1997, Ünal Mesuloğlu/TRT 1997, Mehmet Topaloğlu Kurtuluş 1998, Ahmet Taner Kışlalı/Cumhuriyet 1999, Hrant Dink/Agos 19 Ocak 2007.
Tümünü rahmetle anıyorum.
Kaçının katilleri yakalandı ?
Yakalanmayanlar yakalananlardan daha fazla.
Çoğunun ölümü “faili meçhul “ kaldı.
Türkiye bir aşiret devleti değildir.
Fakat hukuk devleti de değildir ve olamamıştır.
21 yılda 48 gazetecinin öldürülmesi toplumsal bir ayıptır.
Polis örgütünün suçluları bulamaması da bağışlanamaz.
Hiç değilse bu değerli gazetecilerimizin unutulmamasını sağlayacak dev bir anıtla ayıplarımızı, ihmallerimizi, hukuka yabancılığımızı , sevgisizliğimizi, vefasızlığımızı unutturalım.
Belediye Başkanlarımız yazıklarımın anlamını kavrayacak kadar yeteneklidirler.
|