Kimi alır silahı eline çeker vuru kadını, ya da birkaç bıçak darbesiyle yapar yapacağını savunmasız kadına.
Koruma istese de ne duyan olur sesini ne de yardıma koşan.
Zaten doğuştan eksik etektir o..
Kaşık düşmanıdır.
Anası, gittiği yerde kabul görsün diye bütün işleri öğretmeye çalışır.
Yemek yapmayı, çamaşır yıkamayı, cam silmeyi, ütü yapmayı, halı silmeyi ve diğer ev işlerini.
Eve temizlik görevlisi mi yetiştirir bilinmez de Anadolu da her genç kıza şu nasihat verilir : .
Evinde hizmetçisi, sokakta hanımefendisi, döşekte orospusu olacaksın kocanın.
Sonra kendi elleri ile teslim ederler avını avcıya
Dedim ya kimi tek seferde işini bitirir kimi sabırla usul usul
Çin işkencesi yapar gibi bir kerede bitirmez işini avının.
Kadın sadece bizim coğrafyamızda değil, neredeyse her yerde ikinci sınıf yaratık gibi görülür.
Kadının gerçek değerini çoğu kadınlar bile bilmezler.
Hatta kendi kendilerini de bilmezler.
Kendi güçlerinin farkında değildirler.
Her yenilgide yeniden dimdik durmayı, her yanışta küllerinden yeniden doğmayı beceremezler.
Kocasının en aşağılık zulmüyle kötü bir hastalığa yakalanan 35 yıllık dostumun
başucunda ne söyleyeceğimi bilemeden içimde fırtınalar savruluyordu.
Sadece içimden geçiyordu söylemek istediklerim.
Gözlerimden fışkırmak isteyen yaşları tutarak ona adeta yalvarıyordum.
“Gitmek yok öyle sessizce.
Bana borçlusun.
Düşmanlarımızı sevindirmek yok bizim kitabımızda.
Hele dur !.. Hemen öyle gitmek yok.
Henüz çok erken dostum.
Hem bizim yapacak daha ne çok işimiz var düşünsene.
Bir yazlık sana alacaktık birde bana, yan yana.
Sen söylüyordun daha torunları büyüteceğiz.
Çocukların bize daha ihtiyacı var.
Biraz toparlansınlar
Daha kızları da baş göz edemedik
Nereye dostum öyle, sessizce gitmek yok.
Sakın pes etme.
Bırakma elimi olur mu? Gitme..
Utandır seni zayıf görenleri. İnadına yaşa..
Ben kiminle içeceğim, kiminle kadehimi vuracağım.
Sen gidersen eğer, içimi aydınlatan bir ses eksilir dünyamdan.
Bir güzel kahkaha gömülür sonsuzluğa.
Güneşin doğmasıyla batması arasındaki fark yok olur.
35 yıllık anıları anlatıp birlikte gülemeyiz.
Aynı şeylere gülüp aynı şeylere üzülemeyiz.
Sakın gitme, sakın pes etme.”
Yaşamak istemeyen birisini hiçbir güç yaşatamaz.
Oysa dünyanın neredeyse tüm yükünü taşıyan kadının yaşamaya o kadar çok hakkı vardır ki. Bunu erkekler sonsuza kadar anlamayacaklar.
Fakat kadınlar anlamalılar ve her yanışlarında küllerinden yeniden doğmalılar.
|