Bir süredir Çin Halk Cumhuriyeti’nin en büyük, dünyanın 8. büyük kenti Şang-hay’dayım.
Burası aynı zamanda ülkenin dev limanı.
Yangtze Nehri deltasına kurulmuş.
1000’den fazla gökdeleni var.
3000 tanesi de yapılıyormuş
Şang-hay kentinin nüfusu konusunda söylentiler çeşitli.
15 milyonla 20 milyon arasında değişiyor.
Bir insan denizi olarak tanımlayabiliriz.
Şang-hay, Çin Halk Cumhuriyeti’nin vitrini konumunda.
Mayıs – Ekim 2010 arasında Expo 2010 Dünya Fuarına ev sahipliği yapacak
Son dönemlerde önemli küresel organizasyonlar da burada gerçekleşmiş.
Formula 1 Çin büyük yarışı,
Erkekler tenis karşılaşmalarında yılın en iyi 8 ismin katıldığı ustalar kupası,
7 Temmuz 2007’de küresel ısınmaya karşı beş kıtada gerçekleştirilen
Live Earth (yaşayan dünya) konserlerinin Asya ayağı, bunların en önemlileri.
Çin Halk Cumhuriyeti vitrin olarak Şang-hay’ı öne çıkarmış.
Kente yapılan yoğun göç yakın gelecekte büyük sıkıntılar yaratacağa benziyor.
Sayısı binleri aşan dev gökdelenlerin bulunduğu bu insan denizindeki tuhaf
bir görüntüyü yazmadan geçemeyeceğim.
Çok modern ve lüks görünümlü gökdelenlerin balkonlarına asılmış
çamaşırlar bu ilginç tuhaflığı sergiliyor.
Salkım saçak fanilalar, donlar, çoraplar, sütyenler balkonlardan sarkıyor.
Türk parası verip beş katı Çin Parası alındığını ve bir anda çantanızın parayla
dolduğunu görünce çok fazla hayale kapılmamalısınız.
Bu rüyaya aldanan bir anda “züğürt ağa”ya dönebilir.
İlk girdiğiniz süper markette elinizden uçup gidiveriyor Yuanlar.
Bir sigara alıyorsunuz 10 Yuan.
Bir küçük çay alıyorsunuz 8 yuan.
Haydi birazda ağzımız tatlansın diyelim, birde küçük çikolata aldık diyelim 8 Yuan.
Üstelik fiyatlar sabit değil, bir adım ötedeki süper marketten belki daha ucuza alabilme ihtimaliniz olduğunu bilmek sizi serseme çeviriyor
Acaba üç kuruş daha ucuza mı alabilirim düşüncesi sizi esir alıyor ve aptala dönüyorsunuz.
Bu duyguların egemenliğine girdikten sonra aldatılmışlık hissi kaçınılmaz oluyor
Annem anlatırdı;
Çocukluğunda izlemeye gittiği sihirbaz bir hokus pokusla avucuna bir altın lira
vermiş, hep bende kalacak diye sevinirken avucunu açtığında kuş olup uçmuştu….
Annemin anısını anımsattı bu memleket bana.
Kocaman bir sihirbaz gibi buralar.
Takas ettiğiniz Türk lirası karşılığı elinize verilen bir dünya Çin parası(Yuan)
birkaç saat içinde kuş olup uçabilir.
Hiç kuşkusuz bizim paramıza göre buradan aldığınız her şey ucuz.
Ama asıl aldatmaca da burada, kendi paranıza göre hesaplayıp alışveriş yapmak.
Ama buranın parasını düşünürseniz çok ama çok pahalı.
Her türlü alıcıya göre satılacak bir ürün mutlaka var.
Sizi bir konuk olarak değil, yolunacak bir kaz gibi görüyorlar.
Bu da bana bir zamanlar kıyı kentlerimizde esnafın turiste yaklaşımını anımsattı.
Çin çok eski ve büyük bir uygarlık.
Çinliler de bunun farkındalar.
Yabancılara yukardan bakmalarını da buna bağlıyorum.
|