Kısa süreli gerginlik bile insanın dengesini sarsar.
Uzun süreni ise ortada denge menge bırakmaz.
Çorabının içine başını sokmaya çalışan, diş fırçasına macun sıkıp akak tırnaklarını fırçalayan birini görürseniz, biliniz ki gerginliğin yarattığı denge bozukluğunu yaşıyor.
Gerginlikten kurtulmanın yolu aklı kullanmaktan geçer.
Kendimize ve yakın çevremize gerekli uyarıları yaparak gerginlikleri azaltabiliriz ama devletteki gerginliği önlemeye gücümüz yetmez.
Bizim gücümüz yetmemesi doğal da, ülkeyi yönetenlerin de gücü yetmiyor.
AK Parti iktidara geldiği günden beri halk sürekli gerginlik içinde yaşıyor.
Durum böyle olunca, iktidarın önceden düzenlenmiş bir gerginlik programı uyguladığı akla geliveriyor.
Böyle şey olur mu ?
Neden olmasın?
Oluyor ve hep birlikte yaşıyoruz.
Cumhurbaşkanı seçimi öncesi başlayan gerginlikler, arada çatlak bırakmadan peş peşe geliyor.
Halkın uyum sağlaması için gerginlikler aynı boyda sunulmuyor.
Kimi küçük, kimi orta boy, kimi büyük, bazısı da uluslararası boyutlarda.
One Minute olayı gibi.
Don Kişot vari yardım gemisi yollama gibi.
İktidar planını yapmış.
Ülkeyi gerginliklere yöneterek insanları sersemleştirdikten sonra iktidarını sağlamlaştıracak.
Bu arada da bazen çaktırmadan, bazen göstere göstere Türkiye’nin yapısal omurgasını değiştirecek.
İktidarın böyle bir planı olabilir.
İktidara geldikten sonra gitmek olur mu ?
Bunu “babadan oğula” geçirmenin bir yolu bulunmalı.
Komşularımızda var, bizde neden olmasın.
Haydar Aliev ve Hafız Esad kendilerinden sonra oğullarının iktidara geçmesini sağladılar.
Tayip Erdoğan’ın oğlunun nesi eksik.
Okumuş çocuk, gemisi bile var.
İktidar cephesinin amacı belli de, muhalefet ile medyanın sözleşmiş gibi AK Parti değirmenine su taşımasının nedeni anlaşılamıyor.
Bazen öylesine ileri gidiyorlar ki, halkın kullanımına sunulan küçük bir gerginliği ulusal sorun haline getiriyorlar.
Oysa eğer iktidar sonuçlarından yarar sağlamak için gerginlikler yaratıyorsa muhalefetin bu yolu kapaması gerekir.
Bizimkiler iktidarın patikasını otobana çeviriyorlar.
Gerginlik insanın dengesini bozar da toplumun dengesini rahat bırakır mı?
Gerginlik zamanla alışkanlık olur mu ?
Olursa, bunun adına felaket denir.
Dengesi bozulan toplumun yaratacağı kitle psikolojisinin yaratacağı patlamaların nerelerde başlayacağı kestirilir de, nasıl biteceğini kimse bilemez..
12 Haziran seçimine gerginliğin gölgesine girildi.
Siyasetçilerin yarattığı gerginlik yetmiyormuş gibi bir de YSK katkıda bulundu.
Halk dayak yrmiş boksöre döndü.
Grogi durumda oy kullandı.
% 49.9’u kimse bu açıdan yorumlamadı.
İktidar da sokaktaki iki kişiden birinin oyunu aldığını iddia ediyor.
Bilmedikleri çok şeyin yanına bir de “hesap” eklemek gerekiyor.
Türkiye 75 milyon.
AK Parti 21 milyon oy almış.
Yani üç kişiden birinin oyunu alamamış.
Gerginlikten akıllar baştan gitmiş.
Ne derlerse yiyoruz.
Nereye kadar devam edecek?
Depremin ne zaman geleceğini biliyor muyuz?
|