Öğrenmenin yaşı yoktur.
Çok bilgi yüklü olduklarını sananlar bazen öyle bir durumla
karşılaşırlar ki, bildiklerinin sandıkları şeylerin evrende bir toz tanesi kadar bile olmadığını anlarlar.
Bilmek sınırlıdır ama bilgi sonsuzdur.
Socrates’in bir sözü vardır.
“scio me nihil scire” Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.
Bir deliden, okuma yazması olmayan birinden, bir çocuktan öyle bir ders alırız ki, onca yaşanmışlıkların boşa gittiğini fark ederiz.
Şu küçük öykü, işte böyle bir dersi anlatıyor:
Adam, pencereden dışarı baktığında, bahçelerinin erik ağacının üzerinde küçük bir çocuk gördü..
Meyveler henüz bir leblebi kadardı ama, hiç bir çocuk buna aldırmıyordu..
Bu yüzden de bir takım önlemler düşünmüş, bahçesiyle yolu ayıran taş duvar üstüne, dikenli tel çekmişti..
Dış kapı üstüne de, büyük büyük harflerle : ” Dikkat köpek var ! ” diye yazdırmıştı..
Adam bunlara rağmen, haylazlara engel olamıyordu.. Bu çocuk da nasıl yapmışsa yapmış, bu tellere rağmen ağaca tırmanmıştı..
Üstelik de son derece rahat görünüyordu..
Adam, önce camdan seslenmeyi düşündü..
Fakat hemen vazgeçti..
Çünkü çocuk, gözlerini ağaca dikmiş, âdeta dünyayla ilgisini kesmişti.. Adam, bundan yararlanıp dışarı çıktı ve sessiz adımlarla ağaca yanaşarak : “İn bakalım aşağıya !” diye gürledi.. “ İn de kulaklarını dibinden keseyim ! ”
Çocuk, ancak yedi sekiz yaşlarındaydı..
Bu yüzden de korkmuştu.. Hem de çok fazlasıyla.. ” U…U!… ” deyip bir şeyler geveledi, başını titreterek.. Adam, biraz daha sinirlenmişti..
Artistliğe hiç mi hiç tahammülü yoktu..
Bu velet de kendisini kurtarmak için, kesinlikle numara yapıyordu..
Anlaşılan, iyi bir ders gerekecekti..
Ağacın dibinde duran bahçe süpürgesini, küçüğün ayaklarına doğru fırlattı.. Süpürge tam hedefini bulmuştu..
Çocuğun acıyla kasılan yüzü, birkaç damla göz yaşıyla ıslandı..
Bütün bunlara rağmen : “ U…U!… ” dedi bir daha, tek eliyle ağacın üstünü gösterip..
Uçurtması ağaca takılmıştı ufaklığın.. Bunun için uğraşıp duruyordu..
Adam, biraz geriye çekilince, uçurtmayı fark etti..
Elbette ki yaptığı korkunç hatayı da.. “ Senin erik koparttığını sandım ! ” dedi.. “
Bir sürü çocuk geliyor her gün buraya, üstelik de dalları kırıyorlar.. ” Çocuk, kekeme idi.. Bu yüzden de konuşmakta zorlanıyordu..
Uçurtmasını almaktan her nedense vazgeçip, sessizce indi taş duvar üstüne..
Daha sonra, yine güçlükle konuşarak : “Bahçemizde bu ağaçtan iki tane var ! ” dedi..
“Ama babam, çocukların kalbini kırmaktansa, dalların kırılmasına razı oluyor.. ”
|