Yaşadığımız ülkede sık sık aramızda konuşuruz:
-Hukuk var mı, hukuk ?
-Belki vardır ama göremiyoruz.
-Demokrasi var mı, demokrasi?
-Seçim yapıldığına göre var gibi görünüyor, çok konuştun mu içeri
alıveriyorlar ama o kadar kusur her yerde vardır.
-Adalet var mı, adalet ?
-O kadar geç gerçekleşiyor ki, var mı yok mu anlaşılmıyor.
-Barış var mı, barış ?
-Kavgadan, gürültüden, kargaşadan barışı göremiyoruz.
-Huzur var mı, huzur?
-Gecenin tam ortasında yataktan kaldırılıp neyle suçlandığını bilmeden
aylarca cezaevinde yatılan bir yerde huzur olur mu?
-Refah var mı, refah?
-Dağıtılan yiyecek paketleri ve kömürler her yıl artıyorsa, yoksulluk ta
çoğalıyor demektir. Refahı nereden çıkardınız?
-Bunlar biraz abartılı değil mi?
-Vallahi de değil, billahi de değil.
-Bak.! sana bir şey anlatayım da dudağın uçuklasın.
-Anlat ama abartmak yok.
-Ekmek çarpsın abartmayacağım.
-Geçen günü basılmak için tasarlanan bir kitap toplatılarak imha edildi.
-Atıyorsun, böyle saçmalık olmaz. Yazılmamış kitap toplatılır mı?
- Toplatmakla kalsa iyi, bir de yok edildi.
- Bunu sonu nereye varır.
- Yakında insanların beyinlerini okuyacak bir makine getiririler.
Kuşkulandıkları kişileri makineye sokarlar, beyninde zararlı
olduğu düşünülen bir takım bilgiler varsa silinir.
-Demokrasilerde bunların yeri yoktur, olmamalıdır da..
-Demokrasi varsa düşüncelerin açıklanması, yani ifade özgürlüğü de vardır.
Bizim sıkıntımız da işte tam burada başlıyor.
Demokrasinin tanımı bile ortaya konulmadığı için isteyen istediği
yorumu yapabiliyor.
Hukuk olabildiğince uzak tutulduğundan demokrasi
bizim mahalleye uğrayamıyor.
Hukukun desteklemediği bir demokrasi yaşayamaz.
Barış, huzur, adalet, refah ise hayal bile edilemez.
Son aylarda olanlar kanımız donduruyor.
80 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulanlar “çok fazla tutuklu kaldılar”
denilerek salıveriliyor.
Onlar da bu kıyağı karşılıksız bırakmıyorlar.
Ortadan kayboluyorlar.
14 yaşında kızı taciz eden seksenlik sapık da aynı kıyaktan yararlanıyor.
Suçlarının niteliğini bilmeyenler ise Silivri Cezaevinde farelerle
köşe kapmaca oynuyorlar.
Basılmamış kitap tasarısı toplanıp yok ediliyor.
Suç ve cezanın yeni baştan tanımlanma zamanı geldi.
-Sen neler söylüyorsun? Kim yapıyor bunları?
- 5 isim say
-Sayamam…
-Neden sayamıyorsun?
-Önce çantamı hazırlamalıyım.
- Yolculuk mu var
- O beş ismi saydıktan sonra sen “bilemedin” diyeceksin ben de Silivri
yolculuğuna çıkacağım.
|