İnsanlar doğarlar, gelişirler, olgunlaşırlar ve yaşlanırlar.
Sonunda da her canlıyı bekleyen ölümle el ele tutuşup giderler.
Gidilen yerden memnun oldukları için mi dönemezler, yoksa dönüş
vizesi alamadıkları için mi ?
Şair işi biraz abartmış, azıcık da romantikleştirmiş.
“Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden
Birçok seneler geçti dönen yok seferinden”
Aruz veznine uysun diye biraz da zorlamış.
Öteki dünyadan dönüşe izin verilmeyişinin tek nedeni vardır.
Rüşvete engel olmak..
Dönüş ihtimali bulunsa verilecek rüşvet bütün sınırları yerle bir ederdi.
İyi ki de dönüş yok.
Öldükten sonra dünyaya dönüp bir tane daha Recep Tayyip Erdoğan görmek istemem.
İnsanlık ve saygı sınırlarını bu kadar zorlayaanlarla aynı dünyada yaşamaktansa mezarda toprakla örtülü yatmayı yeğlerim.
Erdoğan son günlerde Demirel’e taktı.
CHP’nin yeni milli şefi, dedi.
Yetmedi.
“Ayakta duracak hali yok” dedi.
Yeryüzünde hiçbir insan, iki ayağı üzerinde yürüdüğü, iki elini kullandığı,
iki gözüyle gördüğü, kulaklarıyla işittiği, nefes aldığı, konuşabildiği için övünmemeli.
Bunları yapamayanları da kınamamalı.
Her şey çok kısa bir an içinde olur biter.
Ayaklar bedeni taşımaz olur.
Eller tutamaz olur.
Gözler göremez, kulaklar duyamaz olur.
Dil konuşamaz olur.
Ciğerler havayı alamaz olur.
Hem de bunlar 80, 90, 100 yaşına gelmeden olur.
Kendine olur, eşine olur, çocuğuna olur.
Bu güne kadar evrenin sahibini taciz etmek kimseye hayır getirmemiştir.
Veren, tüm verdiklerini bir anda geri almayı da bilir.
Kaderle kaza arasındaki saç telinden ince çizgiyi göremeyen gerçek kördür.
Demirel, bir insanın hayatında çıkabileceği en yüksek makama ulaşmıştır.
Recep Tayyip Edoğan’a soruyorum:
-Demirel bu makama gelirlen Allah’ın haberi yok muydu?
- Demirel’in 87 yaşına geldiğini Allah bilmiyor mu?
Öyle anlaşılıyor ki, Allah’ın kendi varlığını bir şekilde Erdoğan’a hatırlatması gerekiyor.
Bu kadar saldırganlık, bu kadar pervasızlık cezasız kalmaz.
Allah’ı siyasete dolgu malzemesi yapmak da cezasız kalmaz.
Yaşlanmak, ayakta duramamak, konuşamamak insan yaşamının doğal aşamalarıdır.
Yaşlanmadan gelen dertler ve sıkıntılar da vardır.
Neden ve niçin geldikleri bellidir de “alın yazısı” diyerek gerçekleri
teğet geçeriz.
Erken bunama gibi….
|