Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet olarak kuruldu.
Osmanlı uzun yıllar savaşmış, çağa ayak uyduramadığı için de
savaşlar yenilgi ve toprak kaybıyla sonuçlanmıştı..
Cumhuriyet kurulurken sermaye birikimi, teknik alt yapı, ulusal zenginlik yoktu.
Mustafa Kemal'in dehası, insanımızın inancı ve çabası ile bir yandan çağdaş
devlet oluşurken, öte yandan Osmanlı'nın borçları ödeniyordu.
"Milli Devlet" milletle elele, omuz omuza yoğun bir çalışmayla kısa zamanda dünyada saygı duyulan bir güç haline geldi.
Atatürk öldü, saatler durdu. Zaman tersine işlemeye başladı.
Her geçen gün cumhuriyetten bir şeyler koparılmaya başlanıldı.
İnönü'lü tek parti çentik attı.
Menderesli-Bayarlı Demokrat Parti yaraladı.
Demirel'li Adalet Partisi parçaladı.
Özal'lı Anavatan Partisi dağıtmaya başladı.
Darbeler de dolgu macunu oldular.
Fakat hiçbiri Adalet ve Kalkınma Partisi kadar tahribat yapamadı.
AK Parti, milli devletin "milli" kısmını yerle bir etti.
Sıra devlete geldi.
Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler, laikler, sosyete solcuları havanda su dövüyorlar.
Bu güne kadar olanlar karşısında kayıkçı kavgasının bir adım ötesine geçemediler.
Türkiye'de Türk'e ait pek bir şey kalmadı.
Unutanlar için yazalım :
Türk Telekom Araplarda, Telsim İngiliz'lerde,Başak Sigorta Fransız'larda, Ada Bank Küveytlide, İETT Garajı Dubaili'de , Avea Lübnanlı'da, Petkim Kazaklara satıldı arkasından Ermeni çıktı, İzmir Limanı Honkonglu'da, Kuşadası Limanı İsrail'lide, Denizbank Belçika'lıda, Oyakbank Hollanda'lıda, TEB Fransız'larda, Mng Bank Lübnan'lıda, Alternatif Bank Yunanlı'da, Dış Bank Hollandalı'da, Yapı Kredi Bankasının yarısı İtalyan'da, Türkcell'in yarısı İngiliz Rus Ortaklığı, Garanti Bankasının yarısı Amerikalı'da, İzocam Fransız'da,
TGRT FOX Amerikalı'da, Döktaş Fransız'da Demirdöküm Alman'da..
Hepsi bu kadar mı ?
Keşke bu kadar olsa..
Silahlı Kuvvetler NATO denetiminde.
Askerlerimiz artık düzine hesabı ile öldürülüyor, sınırı aşamıyoruz.
Ekonomimiz İMF ve dünya bankasının buyruğunda.
Asgari ücret ile en düşük memur maaşına İMF karar veriyor.
Bayrağımızın üzerinde ABD ve AB bayraklarının gölgesiyle ne kadar bağımsız bir ülkeyiz?
100 yılda bir gelen dahilerden biri bize rastlamıştı.
Yoktan bir devlet kurdu, teslim etti ve gitti.
Bugün bu devlet yağma ediliyor.
Tarih yapılan bu yağmanın hesabını soracaktır.
Fakat gelin biz bu hesabı tarihe bırakmayalım, çok geç olabilir.
Eğer adamsak, Çanakkale'de canlarını veren 85 bin gencimize, Kurtuluş Savaşı Şehitlerimize layık torunlar olmak istiyorsak bu hesabı biz soralım.
İş tarihe kalırsa hesap soracak kimse kalmaz.
Daha kötüsü " biz" kalmayız.
Milletin elinde “seçmek” gibi çok büyük bir güç bulunuyor.
Seçmek veya seçmemek..
Yeni bir hesap sorma günü geliyor.
Bu fırsat kaçrılmasın….
|